anlatamıyorsan, kalsın
yüzümü sokuyorum, ağzın daralıyor
incecik yerinden kağıtlar paralanmış
gerçekleşmesi güç ihtimaller var
dur
beraber salladığımız hayat ağacı bu
gölgem, aykırıdır, kudurur
o an ne kadar uzakta olduğunu bilemeden
bir ölüyü seviyor gibi, uzaktan uzağa
nefesin su
masalın sonunda çokluk, acız
güzel uykuya, aşka

hiç konuşmasan da olur, olur diyorum ya ben diyorsam
yaprak titrer gözlerinde
dur, büyü bozulmasın
ellerim var benim, bu kadar büyük olmasına sebep sen varsın
rüya değil, ellerim
seni ağlarken mi gördüm,
gülerken mi bilemedim
ellerim vardı benim

orada küçük bir çocuğum hala, beni buralardan al götür
gidelim
sokulayım göğsünün altına
yapacak mutlaka iyi bir şeyler kalmıştır dünyada
bekletmeyelim bugünü,
bir an düşünmeyeyim
o bir an olmasın
doğrularım ve yanlışlarım
gitmiyorlar işte, kafasına vura vura, gitmiyorlar artık
nefesim

kıyısından ne çok hikaye barınmışsın
köşesinden ne güzel de kadın olmuşsun

altı on beş, saat altıyı on beş geçe, orada ölümüne suçlanırken
her aşkın bir çıkmazı vardır derler, o benim
büyürüm sonsuzluğa
bazen konuşursam da ağlar, gül olur dilim
sanma hiç konuşmazsam bir dirhem
içime kadar çekerim soğuğunu
bak, nasıl da çıplağım, ağzımda devediken
gül diyorum, gül yüzün yarama merhem

sizin gözleriniz bayan, bir tarihi sorguluyor şimdi
vapuruna kadar adamım
çalmasınlar öyle şen şakrak şarkılar sokaklarda
anlatamıyorum da
sıcak bir çay, iki dilim lokum
iki kere de siz okşayın anneniz gibi
buruşturulmuş bir gitmek olsun

sonra sıcak mevsimler uğrar da şehre, tekrar gülersiniz siz böyle
omzumdan aşağı iltihap, sandık dolusu ağıt
ben yokum.