5
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
2243
Okunma

eli kolu bağlı geceden geçtiğim zaman
serbest kalmış şiirlerin koynundaydı hüzün
..
dönemeçlerde
ben kadar paslı sokak tabelaları
dilimde rehin duygularımdan arta kalan
konuşmamazlık yeminine son serenat bir ah
kapansın gözleri kentin
duyduğu sessizliğin sesiyle bağırırken hayat
üstü küllenmiş öyküler dağılsın göğsümün ilticasında
sonraya kalabilir
duvarlara anlatmak istediğim bilge düşler
şimdi göğün merdivenlerine çıkarak asılsız iklimde
yıldız ağaçlarından ışıklar toplamalıyım çocuklara
gözlerime baksın annem
içinde gördüğü resimlerle sevsin beni
hayır yüreğimin cümleleri bağırmıyor
sadece bir fısıltı kendime küstüğüm herşeye
gözlerime baksın annem
daha demin seyrettiğim filmin repliğinde
figüran adamın acısını ağlasın benim için
ki birazdan saçlarını tarar yalnızlığıyla
son bir ninni çıkarır dilinin çekmecesinden
alışık değilim
herkes kadar birikmiş cümle düşüklüğüne
alışık değilim
imla hatalı cam buğusunda edebi kasılmalara
alışık değilim
kapının altından sızan geçmiş zaman eklerine
sürgün olurum belki
limanın ağır vasıtalı anason kırıklarına
balıkçıların küfürler sardığı tütünlerle
gri dağların ardında ararım Anka kuşunu
içim çekilir
Rum meyhanesinde avazı Ruhi Su olan türküyle
cebimde binbir dağınık resimler tarihçesi
antika aşklar bulvarına çizerim ruhumun usunu
etimde zemheri yanığı ezgiler senfonisi
kayıtsız kalınmış çingenelere kanar bölünmüşlüğüm
parça, parça şiveler koparırım esmer gülüşlerinden
çiçeklere tahsis umutlarını usulca gözlerinden öperim
kanar uzağın rahminde, doğumuyla bir çığlık
palyaço besteleriyle gülümser kırsal soğuk denklemleri
şifresizdir bütün kayıtlarıyla hayatın duygu ahrazları
çoğalır az olan hayaller, unutkan sevdalar uyanır ansızın
kimsenin görmediği bir keşiftir ölüm ile yaşam arası araf
benden önce, benden sonra, hangi ihtimalle olduğu belirsiz
konu başlığı hiçbir alfabeye ait olmayan haliyle kısır döngü
alnımın damlarında uçuşan gece kuşları mı desem
parmaklarımın arasına kaçmış bir kadın elimi desem
yada desem ki topu, topu bir rüyanın sevgi günlükleri
yada
eşkali verilememiş güzellikte tabiat ananın var oluşu mu
nasılsa kentin kuytularında uyduruk voltalar atıyorum
görsel bütün insansız fotoğraflara şekli olmayan kareler
dramatik alıntılarıyla bir ömrün yarasına kabuk dikiyorum
saatin kurulduğu o zamansız zaman birikimlerinden kalan
kirlenmiş geçmişlerle avunmak yazgısı olmayan tek gerçek
dualarımın balkonunda asılı duran sıfırın köşeleri bile
algılanması zor rastlantılarla bir ütopyadır benliğime
bir şiir yazarım astarını çektikçe uzar, uzar, uzar
yırtıldığı yerden yamalarım dertlerin keder imgeleriyle
çokça sefil bir ayrıntı değil sonun bittiği yerde başlamak
başlamak somut renklerin soyut intiharlarıyla insan oluşa
bir taş çürümesi
birden sus pus olmak doğaçlama
rüzgarla gelen mutlu ıhlamur kokusu
altı çizili güzel sözler gibi sevmek
biraz kırgın, biraz tedirgin, biraz savurgan olmak hayat
..
görmüyor musun hep aynı değildir aynı dediklerin ey ben..