6
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1502
Okunma

Bir daha ki susuşum kıyamete olsun
Dilim kırsın kemiğini yeminin
Ateşin mevsimi soğuk, külün siyahı savruk
Yanık dört bir tarafı bu hain özlemin
Kızgın sularda boğulsun zamanın çirkin yalnızlığı
Savrulsun kum taneleri, toprak titresin kökünde gülün
Bir daha ki ölümüm ayrılığa olsun
Kavuşmalar kırsın şiirin kader zincirini.
Yollar uzadıkça dallarını kırar oldum gençliğimin
Bu hırçın koşuş bilmem ki nereyedir
Bilmem ki suların aktığı bu yatak neden böyle soğuk?
Gecesinde umutsuzluğun yitirdiğim aklım
Öper ansızın uykularımdan
Çıldırmışlığım kan ter içinde bırakır çaresizliği
Kendime yetmediğimde düşünürdüm ölümü oysa
Bir daha ki uykum ölüme olsun
Uyanmasın içimde hiçbir çocuk.
Karanlığın kavgasında
Yiğittir ışık, gözlerinden öpe öpe kaldırır ayağa umudu
Mektuplar sırdaş bir kalemin ağzında öyle incinmiş ki
Dili varmaz bir şiiri giymeye
Şakaklarımda ağlamanın hikayesini taşıyorum oysa
Kurşun gibi sıcak
Düşlüyorum denizin kokusunda rıhtım sevdalılarını
Kaç mendil düştü de kurutmadı martı gözyaşlarını
Kaç ses yırttı da göğü dönmedi geriye cennet insanı
Ah bu vedam cehenneme olsun
Kavuşmasın bir daha koynum koynuna.
Yüküm ağır be yalnızlığım!
Kamburumda çirkin kahkahaların dokunuşları
Kimse inanmıyor gerçeğine acının
Acının acımasızlığını görmemiş kimse
Çivilerin sahip çıktığı duvarlar gibiyim
Soğuk ve dilsiz
Zamanı astığım cılız haykırışlarım, gülümseyen bir resimde boğulur
Soğur sesim, incinir cismim,
Avuç avuç isyana gömülür gülüşlerim
Ah bu şiir de umuduma olsun
Yeşermesin bir daha Mem’in kadim sevdasında.
Nedim KARDAŞ
5.0
100% (19)