9
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2489
Okunma

Sene 1988 aylardan kasım......
Kuytu köşelere gömdüm acılarımı
Ceviz işlemeli çeyiz sandığımda kilitli mutluluklarım.
Bir türlü gün yüzüne çıkamadılar...
Hiç kullanılmayan dantellerim gibi...
Çeyiz sandığındaki işlemelerim gibi
Sararıp soldu hayata dair bütün umutlarım...
Lal oldu dilim,ucuna gelenleri söylemeden yuttu.
Sandılar ki suskun puskun uyuntu...
Ezdikçe ezelim,başını kaldıramasın
Gözlerimizin içine bakamasın..........
Eline koluna ip bağlanmış kukla hesabı
Susturdular hep beni,
Konuştular kendileri...
Sabır taşı olsa çatlar dağılırdı.
Ben aşkımı mutluluklarımı,umutlarımı gömdüm maziye
Çeyiz sandığında gençliğim vardı,hayallerim vardı.
Böyle gelin edilir miydi hiç kız evladı?
Ruhumu bıraktım,benliğimi bıraktım baba ocağında
Kurumamıştır daha akıttığım gözyaşlarım evin her odasında
Anlatamadım,dinletemedim,dillendiremedim...
Ahhh babam ah annem ne istediniz benden
Neden hayallerimi koparıp aldınız ellerimden
Çok mu geldi sofranızda bir tabağım bir kaşığım
Neden hayallerimin katili oldunuz
Neden beni açmadan soldurdunuz?
Daha ben okuyacaktım,öğretmen olacaktım,,
Anlatamadım bir türlü anlaşılmadım.
İşte ben böyle böyle gelin edildim...
Bu yüzden sevmem ben kasımı
Bana ayrılığı hatırlatır,ulaşamadığım kavuşamadığım sevdamı
Umutlarımı,aşkımı,gençliğimi, heveslerimi kitledim ben o gün
Kendime ceza kestim taştan duvarlar ördüm.
Anlatamadım dillendiremedim,çünkü hiç dinlenmedim
O beyaz gelinliği ben o gün kefen misali giydim.
Sustum,yirmilik umutlarımı katladım dürdüm...
Hepsini hiç açılmayacak şekilde gömdüm.
Ve ben o gün ruhumu öldürdüm...
Yıllar sonra......
Öldüm mü?
Yok yaşıyorum.
Adına yaşamak denilirse...
Suskun muyum?
Yok susmuyorum..
Hiç konuşmadığım kadar çok konuşuyorum
Şimdi onlar bakamıyorlar gözlerimin içine......
5.0
100% (9)