Ey aksam!
Ey işgale maruz kalmış belde, Kudüs’üm...
Hep yeni doğmuş dertlerle uyanırsın
Ve her dem gelir kutlu rüzgârınla yeni bir gam!
Hadi, anlat bana sana yapılanları
Seni nasıl ağlattıklarını
Bağrında inleyen anaların feryatlarını anlat
Anlat ki, anlam bulsun gözyaşlarımız
Ve hızlansın özgürlüğe atılın adımlarımız...

Üzülme sen nazlı çiçeğim, üzülme ey Aksam
Set duvarlarda çekseler aramıza üzülme
Sen dik tut başını!
Biz yüreğimizden tüneller açtık Senin bağrına
Onlar kuşatırken,
Biz miraca çıkıyoruz seninle
Sürünürken onlar yeryüzünde
Göklerde uçuyoruz biz
İhanet ettiler onlar özgürlüklerine
Bizse vefalıyız özgürlüğümüze
Bitti derken onlar
Yeniden başlıyoruz biz
Meryem’ce bir suskunluk olsa da dudağımızda
Zeynebi bir feryat
Ve Hüseyin’ce direnişler var yüreğimizde...

Dayan Kudüs’üm!
Birazdan doğacak güneş
Birazdan çıkacak Selahaddin Eyyubi,
Şu dağların ardından!
Görünecek birazdan
Muhammed’in ordusu
Ve birazdan yükselecek tekbir sesleri,
Mazlum coğrafyamda...

Bak!
Avuçlara alınan yürekler atılır şimdi
Zekeriya’nın katillerine...
Korkutmasın seni firavunlar
Yıldırmasın bir avuç Yahudi
Ellerinde Kuranla yetişiyor
Çağın selahaddinleri!

Duy beni aksa!
Umuttur senin yarınların
Bekliyoruz direnişle,
Yakındır doğacak baharın

Ve şimdi,
Sana yakılan ağıtlar yerine
Özgürlük türküleri söylenir ülkemde
Özgürlük yazdık
Gözbebeklerimizin değdiği her yere
Sabırla yoğrulmuş özgürlük çektik
Tespih tanelerini
Son tane, son nefes, son adım kaldı zafere
Son azığımız olan canlarımızla
Durmadan yürüyoruz şahadete!