16
Yorum
47
Beğeni
0,0
Puan
3671
Okunma


zemheri..
çocuklara dağıttığım hayaller inat boşluğum bu gece
...
yavaşça açılıyor pencerenin buğulu resmi
gözlerimden düşen anılar geçer şimdi camın ırmağından
ellerimi ıslak ve soğuk pervaza dayayarak bakarım karanlık ıssızlığa
yerçekimine yenik tüm aşklar dışarının kaldırımlarından geçer
usulca ağlarım kimselerden korkmadan
oysa baktığım her hayati kıpırdanmada
ağır yelkenli baharlar selamlar deniz üstü köpüklerini
gökyüzü çok eski bir kayıp şehirdir aslında
ve yıldızlardan kolyeler takarım tanrıçaların kirpik uçlarına
acıkırım maviler giyinmiş bir çocuğu özlerken
bata çıka sağanak yağmurlar yerim hiç gözlerimi kırpmadan
ağır hüzünler büyür çok şükürlü şehirde
ve kozaklar sıralanır
denizle kumsalın kesiştiği rutubette
yeniliyorum
ardından koştuğum umutlar nerede
batıl inançlı yüreğim aldı başını ,inançsız bir rüzgara kapıldı
büyüme dedim ruhuma kaç sefer
o kandırılmış sevdalar düşerken sulara
ay daha doğmadı
ay dediğin kendi içinde yapmacık bir yalan
uyduruk gündüzlerde boşuna anılar yaşatma dedim kendine
ne yaptıysam aklına ulaşamadım ruhumun
rakamlar toplandıkça karanlık düşlerde
sermayeden katlanarak ömrümü çıkardı sahipsizlik
başımı eğmedim o gafletli korkuların eceline
kaybettiğim her yeni sevinçte
azda olsa bir onur kaldı geriye..
hoşçakal
acısı burnumda tüten
çocukluğum yüreğinde gizli şehrim
ağlamaya korku arası gecelerin kokusundaki babam
anladığım
ve anlamaktan asla vazgeçmediğim militan şarkılarım hoşçakal
aşklarına yüreğimin çiğlerini serptiğim şiirler
kavak ağacının gölgesinde sallanan atım
ve teneffüs zillerinde
toprakla göz ucu arası utandığım aşk hoşçakal
mektup zarflarında gizliden biriktirdiğim
sadakatli anılarım
ve dallarına küçük ayaklarımla tırmandığım incir ağacı hoşçakal
ikindi vakti daha çok susuyorum
belkide geciken geceye küsüyorum
susuyorum işte
ardından ağlara bırakıyorum gözlerimden düşen balıkları
sorma
yavaşça gidiyorum
hoşçakal
ıhlamur resitali sokaklarım
hiç tereddüt etmeden
sabah sekiz akşam dokuz döktüğüm alın terim
adıma soyadımı kazıdığım resmi tutanaklar
ve kestane kokusu kış mevsimi savunmalarım hoşçakal
hoşçakal
umutlarımın kadını
gözlerinde hayatı tanıdığım
hiç bir hesaba katmadığım hoşçakal
ve hoşçakal
elma bahçelerinde
göz hakkına dişlediğim yeşil kırmızı düşler..
sabahın sürüsüne kapıldığım yalnızlığım
orada tamda geceden geçen yolda acıyor şimdi hayat dediğin...