14
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1429
Okunma

4. Bölüm
.....
Boş sayfalarda gizli sevdaları;
Görünmez yazıyla yazılan kaderleri,
Toprağın suya susamışlığı kadar sevdiriyordu.
Davud, yorgun gözlerini ayırmıştı Rabia’dan.
Bakışları içindeki bütün fırtınaları,
Durdurmaya yetiyordu aslında.
Fakat zaman ayrılmaları gerektiğini fısıldamıştı.
Saat gece yarısına çeyrek vardı.
Davut yorgun gözlerine inat
Yastığının altından çıkardığı günlüğüne baktı.
Sonra kaleminin ucunu sivrilterek
Şu sözleri yazdı.
"Bulutlardan özgürlük dilenen yağmur gibiyim.
Öteye bir cümle sığdıramıyorum,
Geriden gelen kelimeler kadar yorgunum aslında.
Sen yoksun, aşk’ta kimmiş"
-Şair olmak bu kadar zor mu?
Fakat onların aşklarını yazmak güzel.
Offf bir tütün yakmasam da olmaz şimdi.
Tek içkim de demli bir bardak çay.
Davut sözlerine şöyle devam etti.
"Onun o bakışları içimdeki bütün fırtınaları durdurmaya yeter.
Yıldızlar üşüsün bu gece
Güneş doğmayı unutsun
Gölgeler karanlıkta kalsın
Ben bu gece düşüneceğim sevdamı.
Rabiasız olmak istiyorum, yalnızlığım kıskansın onu.
Bu "günlük" şait olsun ki, özlemek istiyorum sadece,
Sen yoksun, aşk’ta kimmiş"
Bir mizah gibi diziliydi sözleri.
İpek yumakların saçlarını kıskandığı kadın
Davut’un yokluğunu bastırmaya çalışıyordu.
Yerdeki karıncanın mutluluk savaşını
Güneşin doğuşundan batışına kadar
Gölgelere bağlıyordu.
Gece ilerliyor, zaman hakikatinden ödün vermeden
akıyorsu sabaha.
4. Bölüm sonu
Ferit Ali Karasu
(Bu cumartesi sabahını tüm kadınlarımıza armağan ediyorum)...Saygılarımla...
5.0
100% (19)