1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
989
Okunma

Işık buğulanır
her nefes alışımda en uç noktada...
kattığım senden bir şey kalmaz
siyah gözler solar dalında
yukarı baktığımızda görürüz cam parçalarını
şeffaflık yanıltır tüm bildiklerimi ...
Seviyordum
bir çiçeği
dalında
koparamam..
Aşık biri gibiydi
bir kumaş deseniydi aşk
beyazı bulandıran
aşk bir saksıda toprak gibiydi
gömmekti pencerene bir avuç toprağı
ve sığabileceğini sanmaktı dilediğin her tohumun...
aşıktım
kahverengisine uzanırdım
baktırırdı aynanın kötülüklerine ...
taşa çakılırsın
ağrıyan bir taşa dönersin
Tanışırken biz
küçücük şehir
kocaman olurdu
değerdim kendime incitmeden
silinirdi aynanın küfleri
yeniden görürdüm..
göğün sesiyle uçardı kuşlar
yaram kururdu
evren yeniden kurulurdu
şehrin sisi kaplar parmak uçlarımı...
Gecikmiştir kalbim
yanlış sevmiştir...
Senin yüzün gider
senin vaatlerin gider
senin dudakların gider
tuhaf birşeyler arıyorum
acıklı birşeyler arıyorum,
sayıklayan umutsuzluğun,
kanayan dilini öperek.
yaranın özündeki
karanlığın dipsizliğini arıyorum...
bozulan toprağın deli meyvelerini arıyorum
kaygılı utancını arıyorum...
bir taşa bağlayıp denize atmıştım
çamur sürmüştüm temize
uğulduyor sesi
yüzü ay yüzü şimal...
küçük bir siğile sığmıştı koca dünya
patlatmak iz bırakır
görmek utanç...
sen geldin
nostaljik bir resimden
gecenin siyah damına konan beyaz bir güvercindin ...
kendi kendime konuşuyorum
yıldızlar sönüyor
gece sis içinde halsiz
bir türkü dudağımda acıyor...
Sevmek
bitmezki seni
eksilmez çoktan
kağıtsın sen beyaz kağıdım
sen kalemim , anlattığım....
5.0
100% (9)