19
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1493
Okunma
Üç Öğün Alacağımız Var
gerçek öykülerin içinden geldik biz
yalan bakışların uzağında
sözgelimi madımak zamanına eremedik
ılgıt ılgıt yelleri bölüştük bulutları icarsız sevdik
yağmur indi üstümüze
deniz dolanıyor ayaklarımıza ama yağmur ürkekti
toprak çok bekledi
dumanlı başımızda elbet merhamete de yer var
hiçbir kitabın ön sözünde de son sözünde de
beyazın siyaha yeğ tutulduğu yazmaz ki
bunda tarihin ne yamuğu var ki tekerrürden ötürü
tanrılara kurbanlar keserken hesapsız günahsız insanlık
acımasız serseri mermiler bitmeyen birer ağıtken evlerde yüreklerde
tüm haşmetiyle dolaşır başımızda o sıcak sevgi
ki
uçurtmaya baş attıran çocuk gülüşü gibi saf
indikçe derinlerine içinde ne ince anlamlar ne ince anlamlar
madde ile mânânın uzlaşamadığı yerde
üç öğün alacağımız var
hay huy deyinceye dek alışılır her alışkanlığa
oysa mucize beklemek ne saflık
işte şimdi kimsiz kimsesiz saatlerde tükür yaşamın ta da alnına
kaç
koş deli danalar gibi
es artık be es en amansız rüzgârların üstüne üstüne
kopmadan kıyametin ipi
önünü kesmeden bütün safsatalar
şeytana teslim olmadan en saf şarkılar
kopar artık kopar pırangalarını
kimse kaşından gözünden ötürü üstün değildir kimseye
öyle çarpılacak bir yanı yoktur kimsenin erinecek bakışları
ki burada başlar sevginin oluşumu
yani demem o ki
yani şimdi
yani tabi
yani yani diye başlıyor ya bölük pörçük kısa kısa cümlelerin coğrafyası
açıkçası
darmadağın etmenin ne âlemi vardı şimdi
en günahsız bakışları
haydi gel insan yanım
gir kalbime kucakla şu koca dünyayı
Şükrü BEŞİKTAŞ