Yağmur başladı mı sahi ankara’da
Yağmur kalbinden taşan yaz içi sonbaharında

En delici şiirlerini karaladığı şairlerin
Hüznün gövdendeki kovuğu genişlettiği
Ve bir bir yerleştiği uçucu harflerinin
Tümcendeki ansız sapmalarla tümcemdeki boşluklara

Sahi yağmur başladı mı ankara’da
Tutturduğun güzergâhta sözgelimi adımladığın kaldırımda
Esmer yeşilliğinde ağaçların
Birdenbire inen gecenin şaşkınlığında

Yağmur başladı mı sahi ankara’da
Ömrümün pişmanlığında sözgelimi kalbinin çatlaklarında
Sokaklarda alışveriş merkezlerinde parklarda
Anne özleminde sözgelimi kale’de konur sokak’ta
Uçuşan saçlarında büyüyen gözbebeklerinde meclis’te
Barlarda pavyonlarda tavernalarda
Bozuk türkçelerinde işportacıların
Hacı bayram’da atakule’de iftar çadırlarında

Ankara’da yağmur başladı mı sahi
Ankara’da yağmur
Genç kızların ölgün düşleriyle sisli

Ankara’da yağmur
Bir uzakvatanda roketatarların medeniyet iklimlendirdiği
Ki sen dingin adımların ve gizil kimsesizliğinle
Yokluğunu ancak kilometrelerin tercüme edebildiği
Ve tel tel müjdelediği uçuşan kumral saçlarının
Öykündeki yasak kaçışlarla öykümdeki sürgün sivilleri

Yağmur başladı mı ankara’da sahi
İlk öpüşün henüz yaşanmamış heyecanında sözgelimi
Bakanlıklarda otoyollarda önemli mevkilerde
Dökük dişlerinde ihtiyarların
Buğulanan gözlerinde hastanelerde üniversitelerde
Anne sevgisinde sözgelimi şehvette hırsta merhamette
Finans kuruluşlarında çay evlerinde kocatepe’de
Mogan’da hamamönü’nde milli kütüphane’de

Yağmur başladı mı sahi
Yağmur ankara’da
Gözlerinden süzülen çiylerin bir bir yittiği
Ve aceleci kanat çırpışlarıyla göğüs kafesindeki kelebeğin
Şehrinden şehrime toprak kokusu biriktirdiği

Yağmur başladı mı ankara’da sahi
Yağmur filize kesen tomurcuğun yaşam diye direttiği
Ki havsalada yılların büsbütün incindiği
Ve kesilirken yedi kat yabancının kırk yıllık yakın
Kırk yıllık yakının el diye bilindiği

Yağmur başladı mı ankara’da sahi
Zihninin sıçrayışlarında sözgelimi
Bakırcılar çarşısı’nda anıtkabir’de meşrutiyet’te
Ezan seslerinde çocuk gülümseyişlerinde aşti’de
Sabancı’da olgunlar’da küçük tiyatro’da çinçin’de
Neşesinde sokak çalgıcılarının hüznünde
Çığırtkan vaatlerinde siyasetçilerin
Ellerinin dört mevsim yeşil ikliminde
Duraklarda otobüslerde üstgeçitlerde
Meydanlarda eylemlerde gösterilerde
Kedilerde kuğularda heykellerde
Ulus’ta çankaya’da keçiören’de

Yağmur başladı mı sahi
Yağmur yağdıkça kalbinden kalbime bir kentin
Bütün çocukları ve kadınları
Ve sokakları ve meydanları
Ve dağları ve bozkırları
Ve hatıraları ve aşklarıyla uçar adım iltica ettiği

Yağmur başladı mı ankara’da sahi
Yağmur ankara’da
İçinden içime taşan nehrin
En coşkun en çocuksu en saf hali

Sahi yağmur başladı mı ankara’da
Yağmur kalbini ürperten sonbahar yalnızlığıyla
İnen apak bulutlarla dizili masmavi göğünden
Rahmete muntazır toprağıma


Temmuz 2015 / İstanbul