4
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1714
Okunma

“Dağındaydı eteklerim”
Henüz yazılamayan bir şiirden sesleniyorum sana
Kelimelerin ezberi dudaklarımda
Hani sussam diyorum
Henüz yazılamadığını hatırlıyorum şiirin
Şiir yazılamamışların şiiri bu suskunluk
Bu yazılamamak
Kalemin yokluğundan değil
Kelimelerin tokluğundan
Noktanı bile ezbere bilen aklım
Kayıp şarkılar peşinde
Sözlerin birazını olsun diyebilseydim
Nasıl vahim durumum, nasıl çaresiz
Bu çaresizlik hiç çaresi olmayanların çaresi
Benim ondaki çaresizliğim
Ah azıcık daha gücü olabilseydi dilimin
Ama güzel şeyler söyleyemem ki ben
Birazcık daha yüz lazımdı bana
Oysa ben dudaklarımı tam boydan boya sana bırakmıştım
Sendeki dudaklarımla anlatabilmek ne zordu
Bir yutkunma mesafelik boğazımda hayat
Biraz daha sabredebilseydi düğüm
Çaresizliğini unutup, bu kadar çoğalmasaydı
En son sözü söyleyemeyen herkesin içinde gebe bir bahar vardır
Oysa ben söylediğimi zannediyordum her şeyi
Bu kadar susarken
Ellerimin takatsizliğinden anlıyorum, bittiğimi
Ellerinin itmesinden, daha ne kadar kedi gibi hissedebilirim ki kendimi
Aramızdaki bu terazisizlik
Benim sana yenildiğimin resmidir
Denge düzeni sızılarımın
Sarılmakla anlaşılacak şeyler var
Sabah günışığına kadar anlatmak istediklerimin tükendiği
Son yazılı şiir gibi bu
Bir daha yazılamayacak şiirden sesleniyorum sana
Yalnızca kar ayazında sana sarılan iki kolları giyinilen hırka olmak isterdim
Öyle uzun uzadıya uzanışlar da değil
Bir kaloriferin dibinde tek başıma sabahlayabilirdim
Sabaha dek yıldızları sayalım
Mavi gök içinde içim
Tam da şiirsizlikten susmuştum
Dudaklarım çatlamıştı
Şiirden başka sözüm yoktu sana
İç tarafım yaralarla çevrili acı parçası
Henüz susmuşken
Daha dumanlanacak zamanı vardı sigaranın
Duracak durağı yoktu zamanın
Dağlarına, eteklerime savruluşu
Kimsesizliği vardı iki dudağımın arasında
Durağını bulamıyorum kalbimin
Nefesimi ellerine teslim ettiğimden beri
Nefessiz değilim de
Neden elsizim yabancılara
Otuz Haziran İki Bin On Beş 17 00
Nevin Akbulut
5.0
100% (11)