2
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1616
Okunma

Sırf öyle olmadığı hâlde o kelimenin anlamının zıttı daha çok yakışıyor diye, o şiire...
Kaçıncı günün sabahı bilmiyorum
Kaçtığımda kalbimin yağmurlarından
Gözlerim göğü görüyor
Gök kulaklarıma gürlüyor
Bir şeye kızıyor
Birçok şeye kızıyorum
Tam pansiyon korkuyorum
Büyüyünce korkuların da büyüyeceğini bilmiyordum
Küçüldükçe büyüyen büyümden
Masallar büyü gibiydi, büyütmek içindi
İçimi dolduran şiirlerin yerine
İçimi acıtan hikâyelerle doldurdum
Böyle biraz doluyum
Biraz yokum
Acının kaynağını bulamadığından
Köklere de inanmıyorsun
Bir şiir seni içine çeker, alır buradan gidebilirsin zannediyordun
Almıştı da zamanında
Sonra zamansız fırlamıştın ya da kaçmıştın yalınayak
Gürültülerin gittikçe anlamsızlaştığı caddelerde
Kötürüm duygularınla yürüyemiyordun
Yarı yarıya canlıydın
Egzoz kokusu ile beton kalıntıları arasında
Sırra bastığım kademleri de beğenmiyorum artık
Kelimeler ayaklarıma batıyor
Bozuk bir saatle takip ediyorum hayatı
Günde iki kere doğruyu gösterdiğine inanarak
Ama bu iki zaman hangi zaman bilmeden
Kalbimi kırıyor zaman
Kırılan bir şey olmadığı hâlde
Kıracak elleri olmadığı hâlde, ama
Zaman ellerimi kesiyor desek daha doğru olurdu
İsmimsiz doğduğuma inanıyordum önceleri
Sonra anlama inandım
Kelimelerin gücünden başka gölge yoktu
Yarım kalanlarımı, erkenden bitirmek zorunda kaldığım
Tamamlanmamış yazılarla tamamladım
Rüyalarım eksilmişti
Renkler gözümü doyururken
Tek suçum ismimden çok o kelimeye inanmaktı
Onu her kelimenin yerine koyabilirdim
O beni hiçbir yere sığdıramazken
Hüzünden anladığım bu değildi
Ama her yerde vardı
Üşümeyeyim diye soğuk gecelerde
Burnumdan duman çıkarıyordum
Kaybolsam dumanımdan bulunurdum belki ama
Ben dumanıma küsmüştüm
Sızılarımın yerine komik hikâyeler yerleştirdim
Artık onları anlatıyorum
Şiirleri susuyorum
Onları kimseye demiyorum
Kalbim ağırlaştı
Ölsem bile kopamayacağım anlamlar var çünkü içinde
Ayrılıkla taçlandırdığım
Yirmi Sekiz Aralık İki Bin On Sekiz 16:00
5.0
100% (12)