1
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
697
Okunma
göz aralığı yankısından bize
eller çarpıyor birbirine
ne ulu orta bir adım oysa ve kayıtsız
anı kovalamakla inatlaşan onca duygunun
zayıflaması çekiliyor kendi içine
söyleyin uzatabilir misiniz kalan zamanı
ağaç soyunun gerisindeki baba
tekrar bu içselliğin kağıda boşalması değil
çatı entrikalarında kırmızı kiremitlerle konuşma faslına giren
yağmur öncesi nöbetindeyiz
teyakkuz kuşları dönüyor çıkmazımızda
küçük lala gülümsüyor
beyaz ve pembenin dokusunda kederi
kızıl dudaklı örümceklerin bağladığı
karanlık sevişme odasında
ağrılar ilerliyor kırık kanatlı içimize
sevgi çoğalır ve ufka batar
artık yetişmez olur eski sürgününe
iki kalbin birbirine esnediği
yeni yalanlar
söyleyerek gidilecek bir yer yok
bu doymuş yalnızlığın ucunu bulduğunda
hangi saçaktan size dağıldığını göreceğiz
acılar dinecek çocuklar
acınızı dindireceğiz.