7
Yorum
22
Beğeni
4,9
Puan
1957
Okunma

üç eteği var şu denizin
biri kırmızı...
boy verir maviliğin altından
ardım sıra ince bir bahar
havada kanatlı balık şaşkınlığı
suda yüzen kuşların şaşkınlığı
sakalımda biriken zamana ak düştü
tel tel uzadı yaşamak,
uyanmak, beklemek...
ıslanmak bahar yağmurlarında
en durgun haliyle iç içe
oynaşan şu gökyüzü renklerine yemin olsun
ışık ışık durulan fırtınaya
hey ki! hey...
bin yıllık urganlarla bağlıyız toprağa
kopmak gelmiyor içimizden
üç eteği var şu denizin
biri kırmızı...
gölgesinde birinin yemyeşil bir koy
ne desem de anlamaz
tanıdık bir ses arar sesimde
iyimser rüzgar, sitemkar bulut
kitaplar dolusu tuz,
ve bir hayli dalga
harflerin manaya düştüğü yerde
tutar bir ağlamayı ilk göz yaşından, siler de
yeniden, bir daha ağlar
ah ki! ah...
bir lunapark ışıltısıydı sadece
ne deniz bende, ne ben denizde
“üç eteği varmış” diyorlar denizin
biri kırmızı
koşarak, yalın ayak atlıyoruz içine
bir gövde dolusu su taşıyor
şöyle irisinden
vuruyor sahile yuvarlak, yuvarlak
bir kaç dilde birden susuyoruz böylece
peşimizde tatlı su korsanları
o sonsuz sessizliğe kürek çekiyor çocuklar
dilimiz damağımız melek kanadı
üç eteği varsa denizin
biri aklıma düşer
bahar yine biter, yine yaz olur
demir alırız hatıralarla beraber
5.0
90% (19)
4.0
10% (2)