1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2626
Okunma
o büyük boşluğun kenarında duruyor zamanın kayıp evlatları
Allah’a inanmanın uçurumu daha bir derin artık
sesler cılız, görüntüler bulanık
acı ise saf ve berrak…
acı büyütüyoruz düşlerimizde
kendimizi hep uyanık sanarak
buzullarla kaplı bir dağ başını
ya da kimsesiz bir krater gölünü hayal etmek
mavi, yeşil ve biraz beyaz…
yani anlamak bir yandan da…
anlamak, tırnakları uzamış bir mide bulantısı
görmek ve isyan etmek
“ters giden bir şeyler var” demek
keskin tırnaklarıyla bir mide bulantısını
nefes borunu parçalarken hayal etmek
her kesiği bir dirhem öfkeyle yeniden, ve yeniden dikmek
açılsın artık elleri şu gökyüzünün
işte elleri yağmur olur gökyüzünden yağarak
iki şeyi aynı anda olmak zor kardeşim
hem daha zor sadece kendin olmak
bir köşede… kimseye dokunmadan
kendimce aşıktım oysa
tutup uyandırdılar beni
aşkın sadece bir kadına duyulabileceğini sanarak
beni bir ihtimalden borç al kardeşim
götür bir çaresizliğin içine bırak
sen aydınlığınla yaşa, herkesi bu aydınlıkta yaşat
demem o ki, Allah’a inanmak sonsuzlukta tek kişilik bir durak
iyisi mi sen beni o durakta bırak
5.0
100% (5)