3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
865
Okunma
mısra mısra düştü göz yaşın
önce sevdana usul usul toprağa
bir sevda türküsüydü
söz verişti aşk
bekle dedi çağdaş
bekledi beklerdi delal
umut dolu sözlerdi yarınlara uzanan
yiğitti dört duvar arasında
sevdasına kavuşmak için gün sayan
durur mu sevdası üç buçuk seneydi
gelir geçerdi diye yiğidine haykıran
her aşık gibi birlikte süslendi düşleri
gün ağardığında bir birine değecekti gözleri
sımsıkı tutuşacaktı elleri
şüphesiz sevmekti suçları
yok edenlere karşı baş kaldırışları
yiğidinin gülüşüne hayrandı sevdası
umut dolu bakışına
hiç kimsenin olmadığı gibi eş arkadaş insan oluşuna
yiğitte aynı duyguları beslerdi
şirin mi şirin sevdasına
ne kavga etmeye el verirdi gönülleri
nede ayrılmaya yürekleri
hiç dillerinden düşmeyecekti sevda türküleri
kim bilebilir kim nereden bilebilir
yiğidin o karanlık güne uyandırılmayacağını
sevdalarının şahin kayanın üzerine
kara bulutları koyacaklarını
bütün ümitlerin sözlerin yeminlerin
onlardan çalınacağını kim bilebilir
yerin adı şahin kayaydı
sevdanın türküsünü ilk kez mırıldandıkları
şirin küçük dersim kokan bir kasabaydı
ilk düşleri son yeminleri orada takıldı yüzükleri
ilk kez tanıştıkları yerin adı şahin kayaydı
onları son kez ayırdıkları yerin adı da.
S.G.
5.0
100% (7)