5
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
2349
Okunma

korku
bir çift çocuk gözüyle bakmaktı
duvarların deliklerinden hayata
...
göğün ellerinden düştü ölüm
ağır yaralı acılarla bulutlar utandı
zulüm indi Ramallah kaldırımlarına
ki toprak beslenmiş ceset geceler
korkunç yazgılarla beter bombaladı
bin kere düşük yapmış dut ağaçlarını
adı Ortadoğu koyulmuş resimler
kırmızı renkli desenli ninnilerle büyüdü
hangi acı kendinden nefret etmez derken
en kutsal yerinde baharı astılar Filistin’de
camiler kenti Felluce’den mektup yazan
artık adresi olmayan çocukların hikayesiydi
binbir gece masallarının kurşunlandığı düşler
uzaklardaki bir gömüklükte
Hiroşimalı kızın sesinde açan çiçek
belkide Latin Amerika’da
baharat kokulu rüzgarlara değdi
oradan siyah bir çocuğun iskeletine
ve dudaklarından bir şiir düştü
---son resmimi gök amca çizdi
gökkuşağıyla boyadı toprağı
benim inci dilerim vardı
birde kurumuş etim
kaburgamın masalları
hiç de öyle bildik değildi
çocuktum evet
ama doğduğum gün öldüm..!
bir sürekli yanmak yani
dünyanın ötekilerinde
ve
iblislerin fetvalarla kadınları
lanetlenmiş gibi göstermesi
aslında
içlerindeki cehennemin ateşindendi
Zebur adlı ilk heceler
Kuran adlı son cümlelere bilinçken
hurafeli tanrılar
piramitli kağıtlardan ilahlar yaptılar
tabi her güneşin doğuşu umudun resmidir
acı her tarihin dayanılmaz ihtilalleri olsada
mutlaka gözleri çocuk bakan devrimlerde vardır..!