1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
744
Okunma
varoluşun saf dili
tekrar edip kendini
çoğalmaya hazırlanıyor
şurada yıllar önce
siyah dairelerin peş peşe dizildiği
ve
süt liman meltemlerin dinmeyen sesi
şimdi neresi
fısıltılardan kalan
çiçeklerin acısını sınıyorum kalbimle
yaşamak bu
mutluluğun rengiymiş kanayan damla
biliyorum
ağlamanın ağrısını kesen hisler var
siyah karartılar ilerliyor
mavinin ateşi çekiliyor boşluktan
masallar
masa üstü sesler ve sandalyeler
kısa anılar ülkesinde aslı olmayan
yansımalar savruluyor geleceğe
bulutun yağarken gözlerinde beliren
kıyısı kalıyor yokluğun
biteviye gelişimizi kucaklar gibi
yeni sürgünlere hazırlanıyor yağmur.