6
Yorum
10
Beğeni
4,9
Puan
1457
Okunma

Alaca karanlık bir yalnızlığın ortasında
Verilmeyi unutulmuş kararlar
Ak karaya kara aka dönerken
Ben saklamaz olmuşum akan yaşlarımı
Sessizliğin tam dönüm noktasında
Beklemelerin ufuksuzluğunda
Sus diyorum sana sus
Bu güne kadar konuştun da ne değişti
Hangi verdiğin sözü tutabildin
Kendine acımaktan başkasını sevebildin mi
Kendi üzerine kurduğun dünyayı
Unutma yine yıkan kendinsin
Kaç sevdaya göz kırptın
Unuttun sayısını değil mi
Ben unutmadım
Hepsi sırtıma saplanan
Sivri uçlu birer hançer
Sessiz sedasız iyileşmeyi bekleyen
Şimdi arınma zamanı dedikçe ben
Sen çirkefin içinde kayboldun
Dünyanın en eski yalanına sarılarak
Her defasında acısını bana yükleyerek
Çıkarsan artık şu maskeni
Benden gizlemesen benim bildiğimi
Zaman su misali bilirsin akıp gider
Ve her salise
Binlerce mil olur aramızda
Ve
Bakmışız ki
Zaman avuçlarımızdan kayıp gidivermiş
Senin benim yüreğimden akıverdiğin gibi
Hala konuşuyorsun
Boşuna uğraşma nafile
Ben sana çok şans tanıdım
Sen elinin tersi ile ittin
Sana dua sevgi değil
Şuh bir kahkaha
Binlerce bedenin ezdiği bir ten
Birkaç saatlik zevk yakışan
Ve ben sonbaharın kış ile buluştuğunda
Dala inatla sarılan kuru bir yaprağım
Gelecek bahara kadar dayanacağına inanan
Ve
Vefasızlığın ilk rüzgarında
Mezarı olan gazeller düşen
Belki bir daha hiç var olmayacak olan
5.0
93% (13)
4.0
7% (1)