3
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
2244
Okunma

İki kayıp ruhuz birbirini kaybetmiş
Hiçliğin tam ortasında
Ne var olabiliyoruz ne de yok
İpek ipliği ile birbirimize bağlanmış gibi
Bir türlü koparamadığımız
Varlıklarımız birbirine acı verdiği halde
Gitsek de uzaklaşamıyoruz bir türlü
Zamanı kovalarken
Zaman bizi geçip gitmiş
Biz inanmakla inanamamanın savaşını verirken
Kölesi olmuşuz birbirimizin haberimiz olmadan
Her kaçma çabasının boşa çıktığı
Vakit gelmiş geçiyor
Ve biz inatla anlamak istemiyoruz
Yollarımızın ayrılması gerektiğini
Benim sürem doldu
Görevim tamamlandı
Artık gerisi sana kalmış
Bildiğin halde bilmek islemediğin
O yollar var ya senin kaderin
Ve yürümek zorundasın
Her ne kadar inkâra sığınsanda
İşlediğin günahlardan utanarak
Belki çoktan unuttun
Malum insanız işimize gelmeyeni sileriz
Değişmeyecekse düşüncen
Yoldaşsız ilerleyeceksin demiştim
Sırtımdaki heybeyi tüm yüküyle
Sana emanet ettim
Ta ki o gün gelene kadar ben yokum
Belki böylesiydi doğru olan
Ama kıyamadım işte kıyamadım sana
Farklı bir sevgiydi sana beslediğim
Bir ananın evladını sevdiği gibi
Belki de ıslak bir kedi yavrusu gibi bastım seni bağrıma
En kıymetlimsin derdin gülümseyerek
Bende gülerdim özünü görüp
Yalan olduğunu bilerek
Sabır değerli bir armağandır
Ama bir yerde çat diye kırılıyor
Ve benim sabrım paramparça
Senin sayende
Artık ipekten ipliği koparttım
Ağlayabileceğin omuz olmaktan vaz geçtim
Sitem duvarı yıkıldı dinlemeye mecalim yok
Susmanın en güzel zamanındayım
Gün geldiğinde kapılar aralandığında
Işık hüzmeleri ile
Tekrar merhaba diyeceğim
Ama şimdilik huzurun tadını çıkaracağım
Laf anlamaza ispatlar sunmak yerine
Hakkım olan sükûneti kucaklayacağım
Seni dualarımda gizleyeceğim
Günü gelene kadar
Huzur ve mutluluk her dem seninle olsun
….