0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1169
Okunma

Asıl neden bir damla suyun buharlaşması mıydı?
Su da yakar insanı, zaman zaman olabildiği kadar
Çekici güneşin romatizma ağrıları bıraktığı yerin adı sahil
Suyun kemiğe dayandığı yer
Yosundan bahçe, martılar bembeyaz bir gelinlik hayali
Ağaçlarda kıvrılan iki harfin rüzgarı kestiremediği anlar da
Bir miktar karbon çilesi bunlar
Biz yaşamanın acemileri
Öldürdüm, defalarca bir genç ümidi
Kilit vurdum kapısına; bir iki…
Hırsızların çalacak bir şeyi olsaydı eğer
Tedirgin olabilirdi balkon fayansları
Uzaklardan bir acıklı sesin kötü günlerini geçirdiği duvar bu
Şu günler de geçer, ilk günler gibi, geçer
Zaman geçebildiği kadar, o umarsızca beklediğimiz an geldiği gün
Mutluluğu karıştırabiliriz elbette
Dal kırılır, biz de kırıldık, un ufak olamadık ama iç içe
Hangi yüzyıldan bahsetsem elimde kalıyorsun
Bir çiçek nasıl solabiliyorsa
Acının içine sevinç katık edilir miydi yoksa?
Bilmem ki rüzgar nereden eser
Hani büyür de, büyür, adam olur rüyalar da
Kentler dönüşmeyi pek sevmez sonra
İçi insan sabrı dolu odaların yıkılmasını sevmez evler
Çocuklar sokakların yok olmasını
Kadınlar çamaşır iplerini
Adamlar ikinci el arabalarını
Uzun uzun anlatmanın da faydası olmuyor
Aynı şarkıyı defalarca dinlemenin
Sevişmek savaşmak değildir ama
Anlatamıyorsun
Mavi önlüklü bir kız çocuğu dudaklarıyla seni öpüyor
Dudağında salça, gözleri kahve siyahı
Sofra bezini sirkelerken birkaç kırıntı ekmek
Gözyaşı tülbendine yazılmış bu diyarın yazgısı
Bu aralar, yine tiyatroda aynı oyun oynuyor
O acayip isimli olimpik tanrılı şey
Afişine bakıp eteklerini uçuran rüzgara sövesim geliyor
Anlat onlara Alexandra
müptezel sıkılımlar sıradan
hayal kurunca ölüyor bu adam
uyuyunca öpüyor yanağından baban
5.0
100% (5)