6
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1906
Okunma

Sahipsiz , çaresiz bir insan
bir kadın
Kimliksiz , yapayalnız ...
akşamın alaca karanlığı ağır ağır indi
şehrin üstüne bir kahır gibi
zamanın ayaz vaktiydi
gecenin ise ilerleyen bir saati
denizde martılar susmuştu
sahilde dalgaların sesi duyuluyordu
kayalıklara yaslanmış yosun tutmuş anılarda
terk edilmişti bir kadın
hiç beklemediği bir anda
loş bir sokakta
oracıkta kimliğini unutmuştu
istemsizce gülüyordu avaz avaz
çaresizce ağlıyordu
hayat ezip geçmişti üstünden
sonra da zaman geçmişti
nüfus cüzdanında asiye yazıyordu
boş gözlerle baktı sokak lambasının puslu gri ışığına
mırıldanıyordu
şimdi
yağmur çiseliyordu gözleri bulut siyahı
yağmuru hissetmiyordu
kaç zamandır tek lokma geçmemişti boğazından
üstelik hastaydı
daha otuz beşinde
seksen gösteriyordu
sokak lambasının dibine çöktü oracıkta
duvara verdi sırtını
rengi kül beyazı yüzünü düşürdü yere
kapadı gözlerini
çocukları gelmişti yanına
tanıdı onları gülümsediler
gülümsedi
sarıldılar
ellerini tuttular birlikte yürüdüler
ışıklı bir yolda
artık birlikteydiler
ve o gecenin sabahında
en son fotografı çekildi
belli belirsiz
tadı acımsı siyahı
bir kaç damla kan
ve o son gülümseyişi kalmıştı dudağında …
Mert YİĞİTCAN
05 . 02 . 2015
istanbul