günler aylar ve yıllar
- ne de çabuk geçti ! dediğini duyar gibiyim
gelenin gideni arattığı arayışlar
başı sonu belli oysa
gidişat iyi değil demedim deme
hep böyleydi aslında
hayat bize yalan söyledi değil mi?


alıp başımı gitsem şöyle uzaklara
sakin ve huzurlu bir yer olmalı
böylesi yaşamak mı azizim!
olmuyor böyle !
iyi de
tercihlerin bunlar değil miydi ki
dış güçler ! de diyebilirsin ayrıca
-ben hiç istememiştim
- onlar yaptı ;))
heyecanlı oluyor sen anlattıkça
yaşa var ol
her şey eskiyor gibi sanki diye düşünüyorsun
sen eskimiyor musun ki bir bak resimlere
onlar da eskimiş sararmışlar tüh !
en sağlamına ; bir 10 yıl daha yaşarım diyorsun içten içe
belli mi olur
yaşarsın da …
ama nasıl !
işte asıl mesele bu


baharın yeşillenmiş dalları ve yaprakları
ve sonbahar…
bir kaç kuruyan dalda kalmış kuru yapraklardan biri
acaba kim ! sen mi, yoksa ben miyim ?
tamam ! gözümüz toprağa bakmıyor henüz de
neye bakıyoruz sen söyle …


ne gördün
ne anladın bu güne kadar
hatalar hatalarla dolu kocaman bir yaşam hikayesi değil mi hepsi ?
zifiri karanlıkta önümüzü göremeden yol alma sıkıntıları
hayat bize hep yalan söyledi aslında
istediğimiz de o yalanlar mıydı bilmem
ya da başka yalanlar …


bilmeceyi çözemeyenler vardı hep önümüzde
anlatır dururlardı
- eskiden şöyleydi, şimdi böyle ;))
annem şöyle yapardı
babam şöyle derdi …
böyle böyle geçti yıllar
bir arpa boyu yol gidemedik belki
sonsuz sayıda çıkmaz yollar ve zifiri karanlığın etkisi
birazdan gece yarısı olacak
birazdan sabah
sonra yine akşam ;)
- günler geçiyor azizim diyorsun
- oysa hiçbir şey değişmiyor yaşamımda !
oysa ki ; her şey her an değişir
farkında olamasan da …


-düşünce gücüyle iyileşmek- gibi bir kavram var
-taş üstüne taş koymak- örneğin
geçmişin deneyimleriyle kusurlarından arınmak !
inceleme araştırma sorgulama …
ne nedir ne değildir !
bu doğru mu
yoksa yanlış olabilir mi ?
bu söylenenler gerçek mi ;
yoksa algı mı oluşturuyorlar üzerimde ?
büyük bir plan mı uygulanıyor kitlelere ?


dünyada ; bilimsel teknolojik endüstriyel
bunca gelişmelere rağmen
bir yanda refah ve mutluluk toplumları
bir yanda açlık, yoksulluk ve ezilen coğrafyalar
silahlanmaya ve savaş bütçelerine ayrılan paylar
işgücü ve emeğin tu-kaka edildiği sanayileşme aldatmacaları
daha düşük hatta sıfır eğitim kalitesiyle
cehalet kitleleri çağdaş köle toplumlar oluşturma kurnazlıkları


- eskiden şöyleydi, şimdi böyle ;))
annem şöyle yapardı
babam şöyle derdi …
böyle böyle geçti yıllar
bir arpa boyu yol gidemedik belki
sonsuz sayıda çıkmaz yollar ve zifiri karanlığın etkisi
birazdan gece yarısı olacak
birazdan sabah
sonra yine akşam ;)
- günler geçiyor azizim diyorsun
- oysa hiçbir şey değişmiyor yaşamımızda !


evet -düşünce gücüyle-
değişmesi gereken bizleriz aslında …





Mert Yiğitcan ( Mehmet Kazım TEK )
4 mayıs 2024 / istanbul