12
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
2361
Okunma

hep bir yerlere bakmaktı aşk
içinden gelen kalabalığa inat
umut aranıp
duvarlara gizlenmiş
hasrete bırakmaktı gözleri
öncesi yoktu
ilki olmayan şu an gibi
...
son üşümemi unuttum
gece kuşları göçmüştü
imgesiz bir bardak çayın
akrostiş tadıydı hüzün
geçmişin sonu
geleceğin başı bir yerde
bugün bakan kadının
gözlerinde hatırlıyorum aşkı
ocakta yağacak karı erteleyip
temmuzda yağdırmak istemiştim
sabrın ütopyasıydı bende ki
sevdaydı adsız duran mevsim
tıka basa yalnızlıktı kalabalık
sonra bittim
bitti başlaması gereken ne varsa
ölmüş şiirlerin hikayelerini
duvarların
kitabelerine yazdığımı hatırlıyorum
gölgemi yokluğunda unuttuğum kadın
ayak bileklerinde gözlerim
göğsümün ağrılarına basa basa
kaldırımın ben taşlarından geçti
içimde martı ağlamaları
sırtında uzaklaşan
denizde kaldı aklım
alışmadığım kadar sustum
bütün sözcükleri öldürüp
ahraz mezarlığına gömdüm
anladım ki
aşkın hep bir önsözü vardı
çoğu zaman son sayfası yırtık olan
ve başlangıçlar gelip geçiciydi
sonunda ne yazdığıydı gerçek olan
...