3
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1049
Okunma
seninle aramız deniz
ve küpeştede ellerimiz
şimdi sırasıyla en uygun yüzlerden başlayıp
şu kara ve korkutucu suya düşersem ne olur
vehmini bir kenara koyup
ellerini çantasının üstüne salan uzak bakışlı yare
yanaşıp bir şeyler söylesem
anlata bilir miyim meramımı
planlanmış günlük işlerle örülü pazartesinin ertesi
şimdilik vapurun motor sesi
parsellenmiş aklımın dağınık sofrasındaki sakinlik
ağırlaşan uykumuzdur belki
der gibi öne düşünce başınız
sevgiye dönük iyimserliğimi kaybetmiş oluyorum
yaşı geçkinler her ne hikmetse
pardösü şemsiye ve sezgileri ile
huzuru geçmişe götürebilen
dudakları esnek
en nadide kırışıklıkları taşıyabiliyorlar kalplerinde
sığsa ya sığmıyor çocuk olmak rüyalarına
gereğinden çok deneyimsel oyunlarla devam eden
içindeki kışkırtıcı arzuya sürüklenmesi onun en tabii hakkı
çekiştirmeyin diyecek oluyorum annesine
gözlerime çarpan sananenin
bananesi kadar çabuk yumuşuyor harfler ağzımda
gazete çay simit ve yolcular
kendini yokluk anında belli eden
denizler ortasında üşüyen yalnızlığımızı
balıkların çaresizliğiyle
insanların bir birlerine sarılmalarını pekiştiren ağ sendromu
görünmez bir kazanın hazin tezahürü olmak zorunda değil
desem de
bu kısacık an martıların kardeşliğidir.