16
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
2077
Okunma

ne çok bandı ekmeğini yalnızlığa
acı soğan kırdı yanına
insanın insana yaptığı katliamlardan
havası kesildi odanın
açtı pencereyi baktı dışarıya
kol kolaydı hırsızla polis
masumlar vuruldu temiz alnından
yaralandı karanfil kokan elleri
kanlandı sofram
arka bahçesinde oynuyordu çocuklar
evler ateşe verildi yakıldı
kimsenin yüzüne yakışmadı suç
yamuldu bütün karanlık gölgeler
yıkayan olmadı ar’ı
yüzünü kapatmadı
kendi kendini öldürdü insan
yalnızlığını yükledi başka yalnızlara
bilmedi,
el ele tutuşmayı
kaynıyordu ülke içten içe
kimi odun attı bu fokurdayan kazanın altına
kimi suda elini yaktı
buzlu su dökenler oldu üstünden
delirmeye yakın insanlara
güldü delilik
bu kendini parçalamaya
çiğnenen akla
yine bildiği gibi oynadı çocuklar
yüzyıllardır değişmeyen oyunu
yapacakları asılı kaldı geçmişte
bu güne sürgün umutlar ağladı
hep birilerinin elinden tutmak ihtiyacı
yalnızlığı yalnızlaştırmamak isteğiyle
yürüdü gücü ölçüsünde
bir dağ uzaklaşırken yaklaşan dağa
dikmek için yalnızlar bayrağını
ve kokulu karanfilleri
yürüdü yürüdü yürüdü
konuşlanmıştı dağın çalı dikenleri
bildikleri tek şey buydu
doğrultmak silâhları
ve.. öldürmek bütün umutları
hiç tanımadan insanı
vurmak
öldürmek!
kim teslim olur hayata
kim vurur
karanfil kokan elleri..
21. 10. 2011 / Nazik Gülünay