2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1291
Okunma
GÜLÜN SOLDUĞU GÜN
Bülbül öğrenmişti, hıfzetti ilmine Gül’ü
Gül saklandı
Bekledi Bülbül’ü
Gül ruhuna üflendi Nefes-i İlahi
Düğümlendi soluğu Bülbül’ün
Esrimişti sahi
Gül güldü, güller açtı
Rayihasını dile saçtı
Çözüldü dil Emr ile, şakıdı:
‘Ruy-ı mahım, leb-i zulalim,
ver çekeyim nazın!’
Narin edasıyla Gül:
‘Serv-i bulendim,
verirsem nazım çıldırır hazzın!..’
İnadına Bülbül’e naz baktı
Bülbül, naz yatağında ‘Aşk’ aktı...
Yükseltti Alemin Sahibi
Tarif soluklarının kesildiği mekanıyla şereflendirdi
‘Yalnız şuna dokunmayın!’ dedi
Diken sokuldu Gül’ün solundan
Bülbül geçemedi Gül arâfından
Diken battı Gül’e, nazar değdi
Gül bi’çare boyun eğdi:
‘Ya Diken bu ne idi?’
Diken:
‘Yüreğe akan derman’ dedi
Gül:
‘Zehr mi ki döksek?’
Diken:
‘Kevserden öte, n’olur iç/sek!...’
Gül içti, kana kana
Bülbül serden geçip
Vuruldu âna
Salınırken Diken
Galibiyet mesrurunda
Gül-i Bülbül,
Kanadı mağlubiyet mecruhunda
Gül ortak oldu Diken in/kârına
Bülbül itildi
Mahcubiyet zar/ârına
Sahib-i Âlem düştü notunu:
‘Ya Bülbül, Gül’ün gördüğü kör bir düş/üş/tü!’
Bülbül hıfzetti yine, ne çare unutturuldu
Aşkı kelama dil sürçtü.
Gül yanaklar Bülbül dilde soldu
Zerketti diken, nefse zehr doldu
Gül Bülbül’den ayırdı yüz
Bülbülse kelama kaldı küs
Gül, Bülbül’den öte geçti
Bülbül, dembedem kendinden geçti
Vahyetti bu kez Sahib-i Âlem:
Arz titredi sema inledi
Gül, gittiği öteden;
Bülbül, geçtiği kendinden geldi
Amâde ikisi de dinledi
‘Ya Bülbül,
verdiğim gül, gülüşünde her dem Beni gör diye
Dikenin verdiğiyse
ambalajı bozulmuş hediye,
Gaflet kuyusuna düştün
Düş/ür/me!!!’
Ve ihtar ile:
‘Ya Gül, nefsine çekilen perdeyi indir
Belle, Bülbül sahibindir!
Dikenden ıra, Bülbül’ü bırakma
Bülbül’den gayrısını
Yüreğine b/asma!!!’
5.0
100% (4)