2
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
646
Okunma

KURUTULMUŞ GÜL YAPRAKLARI ..eleftheria..
Tarih 1945 II. Dünya savaşı çoktan sona ermişti, fakat ülkelerin her birinde ekonomik krizler kapıyı çalıyordu,o dönemden sonra büyük liderin devlet politikası Anadolu’yu 1946 ’ya kadar aklı ve zekası ile o yoksullukta geliştirmişti
ama yıllar sonraki 1958 bütçede adı unutulmayan acı ekonomik kriz 1929 lar gibi en yaralı dönemdi
Türkiye 1947 tarihihinde İMFY’e üye olmuştu
dış borcun ağırlığı sürekli dışarıdan alınan mallar genişleyen ithalat hacmi ezerken
Brezilya’dan sonra ikinci olarak Türkiye ’de büyük sancılar vardı.
Türkiye krediler için her yolu deniyordu ,dünya bankasına başvurmuştu ,kıtlık işsizlik büyüyordu,bense ülkemdeki topraklarımı satmaya başlamıştım benim IBRD uluslararası yeniden yapılandırma ve kalkındırma bankası işte oydu,OECD Marshall uzun kuşak dedelerden uzayan aile servetindeki bütçe koruma yardımlarım işte buydu
babadan kalan hatırı sayılır Yunanistan’da olan büyük miraslar
yaşamımda finansal istikrarımı maalesef işte böyle koruyabiliyordum
ESKİ BİR ROMANIN SAYFALARI ARASINDA
O eski şirin evimin küçük odasına yavaşça gir şimdi
eski ceviz kaplama bir konsol göreceksin
kendine doğru çek çekmecenin pirinç kolunu
ipek bir bohçanın içerisinde bir roman göreceksin
Sararmış solmuş tutsan uçuşacakmış gibi sayfaları
al eline dikkat et yırtılmadan
sayfalarını çevir parmaklarınla yavaşca
okuyabilirsen eğer bilemiyorum hangi satırlarında
sızlanan sayfaların arasında kurutulmuş bir gül göreceksin
evirip çevirdiğinde bu da nesi diye dudaklarını büküp durma
o benim adım hüzün, kuru gül yaprakları arasında
hatıralar sevinç heyecan acılar yaşanmışlıklar
bazen özlem dolu yaşam arada sevinç arada korku
işte dedim ya insana dair ne varsa
ölümle yaşam arasındaki çizgide geçmişin med cezirleri
ağaç dalları ile sokağa uzanan evimi yıkacaklarmış biliyor musun?
hem de bir kaç ay sonra
yeni proje yapılanma yüksek binalar falan diyorlar
yani beton dökeceklermiş o canım gül kokulu hatıralarıma
kapı numarası ile o ağacın adındaki o sokak numarası ayni hani
ya o zil karabiberim takdırmıştıda hayır dedim
pirinç el tokmağı duracak diye bağırdığımda
üçüncü Dantel Ağacı sokak, sana her şeyi anlatacak az sonra
haydi çabuk devam et ,vaktimiz sınırlı zamanımız yok
çevir sayfaları tedirgin olma yavaş ,sakın fazla hırpalama
sararmış yaprakların arasında parmaklarının nemine şaşırma
o gülün bulunduğu sayfada işte sana sitemler arada hıçkırıklar ağlamalar
sakın ha şimdi ağlamaya falan çalışma hüzünlenip boşuna
sana yazdıklarımı göreceksin
beni mi hayır göremezsin,etrafına bakınıp durma
ama ben seni görüyorum
sen sadece o satırlarda kuru bir gülün dökülü yapraklarında
o sayfada kalacak
bilemiyorum belki unutacak yırtıp atacak
belkide ömrünün sonuna kadar sımsıkı tutacak
kalbine bastırıp sımsıkı ısıtacaksın
KURUTULMUŞ O GÜL YAPRAKLARININ ARASINDA
GENÇLİĞİM HEYECANLARIM
YAŞANTIMIN EN GÜZEL SAYFALARI VAR
SUS AĞLAMA
SADECE BİR ŞEY SÖYLEMEDEN
RUHUNDA SAKLA
GİDERKEN SAKIN GERİYE BAKMA
ELEEFTHERİA...1958