1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1353
Okunma
gün dualara sarıldığım
sessizliğin ağzında esiyor herşey
başımı yastığa koysa akşam
ırmaklar akar gözümden...
yokluk uyanırken avuçlarıma
güneş bırakmaz hecelediğim sökükleri
ki;karanlık bile aşk kokarken
suretine yağarım
bildiklerim sığınırken yaşıma
mavi hiç solmaz odamda
dünleri katık yapan tarihin bakmalarında
yine bir şiir düşürürüm alnına
kimdir bu denizin sesi dersen
alınırım kendimden...
kaç pazarlar geçti unutmadım unutmadığını
kalbim böyle kusarken
ne mümkün hayalleri vursun hayat
birikenleri alacağım yüreğinden
vakit insin çocuk kadar coşkulu
göçebe saatim oynadığın saksılarda
kumunu dök ellerime
dile geleyim...
bilsen nasıl çoğaldım yokluğundaki resimlere
ne kadar konaklarım kendimi sensiz
nasıl mühürlerim izlerimi kıyamete
gitme gölgelerimden tuzun olayım
ahh...kendime dönecek zamanda ikindiyim
ötekilerimse karanlık
düşündüğüm daralmalarda
gitme ömrümden/
ömür sayılı...
yere düşen yaprak gibiyim boşlukta
değişim dönemeçleri gibi yalnızlığım
biraz daha çoğaldıkça sevgiye eskiyorum
kuşların şahitliğinde
nasıl bir takvim yazar sözümü benim
gitme...
5.0
100% (9)