2
Yorum
4
Beğeni
4,8
Puan
1244
Okunma
Güven bir sarı çıyan
Bulanık sular içinde
Etten örülmüş duvarlara bırakıyor zehrini
Bir şehri sahte aşklar aydınlatıyor
Gece karanlığına bırakıyorlar
Kime sahip bilinmeyen
Bilinmeyen kime ait eller...
Ağır gürzlere bir muştu.
Mor salkımlı düşlerde tomurcuklar...
Bu gezegenden değiller
Künyeleri silinmiş
Tanımazlar merhameti
Sınırları soğuk ve karlı
Onlar bakışlarıyla
örümcek ağlarını dağıtıyor...
Dişi midir er mi
Cinsiyeti var mı
Bu eller kirli
Bu eller cennetten yasak meyvayı koparan
Kendine konuşlanmayan
Bir bahçenin pembe güllerini çalıyor...
Tende gözenekleri dolduran bir katre
Alevi soğumuş bir yürekten damıtılıyor...
Her bir çırpınış nafile...
Toprağın rahminde ölü kuşlar...
Sancılarla parçalanıyor bekleyişler.
Sarı bir çiyan ölü kuşlarla besleniyor
Bakışlarını büyütüyor hüzün satıcılarının
Küf kokusuna bulanmış bir ömrün
Yatağına bıçak kesiği acıları bırakıyor
Eller ki bir zaman okşayışını biriktirirlerdi sevdanın
Kaba bir söylevin noktasına dönüşüyor eller.
Sular çekiliyor nehirlerden
Kan revan şimdi eller
Bir cinayetin maktülü...
Ayrılığa çalıyor çanları bir mabedin.
Ölü yıkayıcılar sırada...
Dişlerini biliyor sarı bir çiyan.
5.0
80% (4)
4.0
20% (1)