0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
898
Okunma

iç dokunuşların eksik kaldığı
ve ayazın her gece tahriş ettiği bir benlik,
kendi ruhsal kimliğini yitirirken biraz daha
geceye puslu bir sessizlik düşürüyordu.
ve gece karışıyordu bir benlik çatışmasının içine.
öyle ki bu sessizlik inzivaya çekilmiş bir benlik değildi
mutedil hiç değildi
kendi içinde fırtınaları koparan
dışında ise beyaz kağıda yazılmış bir şiir kadar berrak görünen
ve bir şairin yürürken karda izi çıkmayan sessiz çığlıkları gibiydi.
her sözcük, kıpırtısız dudakların bükülmeden
kurşun gibi sapladığı ruhun kendi karavanasıydı.
her atış on ikiden vururken
hiç biri ama hiç biri ıskalamıyordu nedense.
nisan/2014