6
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
2489
Okunma

güzel hatıralar öldürülemez...!
zembille indiğim zaman fotoğraflarına
yaşlı bir gecenin şarap çarkında duyumsadım insan kokusunu
özlemekti iki cümle arasına sığdırabilmek seni
karanlık düşlerin tütünden dumanlar serdiğini
saçlarımın arasından geçen hava boşluğunda anladım
kaldı ki montaj edilen kentin sesleri
seni an be an koynumdaki boşluğa savuruyordu
bir anlıkta olsa yüzünün cennetinde kalabilmekti sevmek
coğrafi betimlemeler içinde tarihsel kalıntılara gömülen gözlerimde
olmadığın kadar var olmanın başka hiç bir açıklaması olamaz
makyajı akan rutubetli duvarın görüntüsünde hayal ettiğim kentin
daracık sokaklarında seninle yan yana yürüyebilmekti sevmek
sirenler caddelerin yalnızlığa koşan zaman delirmesinde
biz aynı yolun ince beline dokunmanın keyfinde olabilirdik belkide
kalın bir kitabın insanı benimsediği cümlelerinde sen olmaktı sevmek
arada cümleler üzerinden kavgalar ediyordu yazarın düşleri
yinede hayatın toz pembe olmadığını kavrayarak
olgunca sevmeye devam ediyordum seni
kırık dökük harfler mezarlığında yaralı kelimelerden bir şiir yazdım
yokluğuna sıfır duran yüreğimin gemisinde güverte dolusu anıda
bir tebessüm yağmuru altında anımsadığım halinle duruyorsun
artık barıştığım sensizliğin yanaşması yalnızlıkla beraber susuyoruz
tam bir demli uykusuzluk kentin gözleri
ve gözlerinden yudum yudum seni seyrediyorum
...
kaç yüzyıldır senin saçlarında gizleniyorum
ne olur sakın tarama saçlarını düşerek ölmekten değil
kokuna hasret kalırım diye korkuyorum...!