2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1661
Okunma

Zamanın sırlı ağından uzamış gelen
Teslimata hazır kini taşıyan şekilsiz ucubelerin
İçlerindeki jöleli kalplerini örtüp
Gerçekte olmayan
Muhteşem saydam gövdeleriyle
Tarihe karabasan gibi çöküşlerini
Sümen altından "bu dünya bize yeter" deyip
Yıkalım bu köhne düzeni mantığıyla hareket edişlerine
Kendileriyle kesiştiklerine şahidim
Virane coğrafyaları çorak
İnsanları hüzünlü gördükçe
Bize örülen bu hırkanın
Mazlum tenimize değdiği andan itibaren
Başka âlemler göreceğimiz bâki idi
İçimizde keskin bir iksir ki "Sevgi" peyda oldu
Asya’dan............................Mezopotamya’ya
Vuslata dayanan granit sütunları devirdi
Nazım hikmet ne demişti!
"Güneşi zapt edeceğiz güneşin zaptı yakın" demişti
Güneş gördük sere serpe serildik aynı güneşin altına
Irmakların coşkun seline kapılanlarımız oldu
Yüzme bile bilmeden "Cumburlop" atladık
Peygamberler işittik biat ettik
Mukaddes kitaplarımız oldu okuduk imana geldik
’ALLAH’ ı öğrendik
Kimimiz inandı, kimimiz ille de "Darwin" dedi
Biz yine de aynı havayı teneffüs ettik
Aynı teneffüs saatlerinde
Özgürce
"Ateş düştüğü yeri yakar" diye bilirdik
Etrafı da sararmış meğer
Hülasa ateş ormanı sarsa
Biz içerisinde fidan olsak ot olsak
Elimizde tuttuğumuz son zeytin dalını uzatırız birbirimize
De; neden sahipsiz yılkı sürüsü etrafımızı sarmışken
Biz birbirimizi çifteleriz!
Küle döneriz!
Yitiriliriz fırka fırka
Bir manasızlık zordan daha zor
Uzaktan bakınca aynı sıfır aynı fen
Bir çoğu iz bıraktı geçti gözlerimizin önüne
Ki; biz bu gözlerle maviyi sarıyı tanıdık
Tanımakla kalmadık rengârenk düşlere daldık
Bu düşlerin büyüsüyle aşıp ufukları
Dünyanın dört yanında gezdik "şeş parasız"
Çelimsiz ruhlarımız hayatı keşfetti
Dudaklarımız ıslıkla ritim tuttu
Her birimiz zapt etti öyküleri masalları
Sona giden yolda gövdemizin yere:
Dallarımızın göğe uzanacağını bilmiyor muyuz?
Şu zalimlere boyun eğme işinden vazgeçelim
Köstebeklerin toprağımızı eşeleyeceği gün gelene kadar
Dünyaya ait isimlerden arındıralım kendimizi
Örse yatırılmadan
Kenetleyelim ellerimizi!
O bembeyaz toy kelebek
Süzülüp ışıklardan düşmeden elimize
Omuzlayalım birbirimizin yükünü tez elden
Bütün varlık hikâyesince ışıldar elbet
Yalnız şeytan bir tayfla selamlar insanı
Gün doğarken ve ezelden
Taa ebede
Kararmış yüreklerle bize gülenler
Bilin ki hiçbir "SEVGİ" yenilgiyle sonlanmaz