10
Yorum
18
Beğeni
4,9
Puan
1541
Okunma
// Ankara’da gün ağarıyor...//
Çamların erken uzadığı vakitteyiz
kavaklar devrileli uzun yıllar oldu
Ağrılı bir mâzînin son kalan dişi sökülürken
kim tutacak ipin ucunu belli değil
Gökten bir yıldız umarken bahtımıza
avcılarla vakitsiz tanıştık belki ama
üzülme !
İpek mendillerde saklarız özgürlüğümüzü
sus takarız ağzımıza
düğmelerini çözerken ilkel kabîle reisleri
Îmâ ile geçeriz karanlıklardan
göğün bütün ışıkları yanarken üstelik
Ay keser gözlerimizi
begonvil maviliğinde titrerken sokak lambaları
Göğsümüzü yasladığımız koyaklar
âyan hüzünler doğururken
ilk kez tadarız siyah gülün şerbetini
aş ereriz bir düşe
Tam üç vakit oldu
ağlarını örüyor budanmış sarmaşıklar
çayın çırası yanıyor avuçlarımızda
ve bir küllük dolusu yol var önümüzde
Ankara’da gün ağarıyor
Aynaya hep aynı bakmak değil mahâret iki gözüm !
Bir gülün titremesinden korkmalısın
Çatlak dudaklarında ezerken zamanın nağmelerini
bülbülün serzenişinden özür dilemelisin
İnadına harlanırken içinde tüten o dağ
bir tandıra taş olmayı da bilmelisin
Yüreğinin semtine uğra sen yine de
yaşadığın sevda kadar insansın unutma !
Seneler sürse de seyr-ü seferin
aynı trenle eve dönmeyi bilmelisin iki gözüm !
Aynı trenle eve dönmeyi bilmelisin..