5
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1027
Okunma
elbî !
ab-ı gevherim
tek zenginliğim
köşk ve saray değil muradım
sabrın denizinde vurgunlar yesem de
leyalin nehara kavuştuğu tevazu iklimindeyim
bilesin ki yüküm ağır
tüm haşmetiyle omuzumda ağrıyor Tûr
âh ömre kemendim!
bağışla cüretimi kemale ereyim
elbî !
sen gözlerimin süruru,derde dermanım
ben ki sınandım
yapmam dediğimi yaptım
kapındayım tüm sadakatimle
kirpiğimden inen şuleler hatırına
yıkılsın yaslandığım dar yokuşlar şavkında ayın
bir yol aç ki aydınlansın sabahım
elbî !
bir günahı bedenime giydiren ben
kulum
hatayım
yahut gedayım
liyakatim olsun sadrımda birikenler
lütfunla sar kelamımı çoğalayım
sen ki yakıştıransın dilimi duaya
ve kavuşturan gönlümü feraha
say ki mihmanım ,uzak diyarlardan geldim
bir uğrak yeri,bir kervansaray bulmuş gibi,mağfiret et doyayım
ya sır kalayım ,ya da bir eyvah
affın elinde lime lime olayım
elbî !
huşu içinde ecel terlerim
kime derim ayaz kesen sözlerimi
ya düşerim cennetle cehennem arasına
ya can bulurum yeniden, gamzelerine gömülürken
değil mi ki arşın mimberinden sızan huzmeler kadar iç huzurum
vuslat nedir bilmedim ahir ömrümde
taşı beni durgun akan sulara
ağlamak olsun gözlerimin guslü ,tevbesi
elbî !
son tevekkülü yitirdim diyemem, haşa !
sorgusuz suallerin dar zamanlarınadır bu rica
ben ki tufandan kaçmaya çalıştıkça
zilzaller çağıran sarsıntılarda kaldım
akşamın gölgesinde kapandı gözlerim ,arafta uyandım
bitsin artık bu kabir yalnızlığı, teneşir suskunluğu
âh sudan var oluşum
toprakta kayboluşum
ve ağuşlarında can buluşum aşkına dirilt beni ,ölüm utansın