0
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1245
Okunma
’’ aynı tende yamalı duran urbanın
yırtılan damarı bendeki resim ’’
zamanla geçiyor göz ucumuzdan
şahlanıp dağ gibi yamacımızdan
bir önceki iklimin sevdalarıyla
uzayan yollarda o ilk adımlar
sonra çocukların titrek sesine
şefkatle sarılan masum kadınlar
büyüterek büsbütün yarınları da
göçüp gidiyorlar çok uzaklara
rüzgarda koşarken bir ılık mevsim
ne sen der
ne senden gelir bir esin
yılların pencere aralığından
kaldırıp atarsın bir gün ansızın
unutur tutamaz olur ellerin
siyah perdedeki eskiyen izler
alıp savurunca fırtınayla bir
sınırlar silinir kavuşmak için
çözülür zamanın ardındaki giz
yanağından aşağı inen çizgide
annemdir yıllarca biriken hüzün
gün yüzü görmemiş gülüşlerinde
birbiri ardınca sıralı duran
ruhunun en derin efsanesidir
bazen de bir çocuk koşarak gelir
anlarsın mutlanmak sana dairdir
sence yazılmıştır gün aydınlığa
yaşamak öyle bir deli mevsimdir