11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1049
Okunma
Nazım’dan selamla Haziran analarına
’onlar ki’
koyaklara salınmış güvercindirler
papatya tarlaları gibi beyazdırlar düşlerde
ölüme dik bakar gözleri
Filistin askısında emzirirler çocuklarını
kapı önlerinde uyurlar
deniz büyütürler göğüslerinde
’onlar ki’
gözlerler
özlemle bağı olduğu büyük yolun ışığını
sürgünler
iyi kapatırlar yaralarının yırtığını
iki tarafı keskin bıçaktır sözleri
cellatlar ölümler umutlarını
tanrıların ateşine od olur yanarlar
bitmez Prometheus’un türküsü
ezgi olur sürerler
’onlar ki’
hiç yılmazlar
sürerek atlarını karanlığın peşi sıra
savururlar güneşin türküsünü
yurtlarına
’olar ki’
ustadırlar aşkta
tellerlerde asılı duran umudu
mızrakların uçunda geçmiş sabrı
birbirine eklerler
büyütürler umudu
’onlar ki’
umudun anaları
onurlu atlar gibi ayakta ölürler
boyun eğmeden namerde
duvar diplerinde yaşarlar
ve ağlarlar mezarı bilinmeyen ölülerine
’onlar ki’
sevinçleri şeker olan kadınlardır
gökyüzünden çevirirler batmaya yakın günü
tırnakları ile tohum ekerler toprağa
emek onlarla büyür
toprak onlarla
’onlar ki’
çiçeklerini hapishane duvarlarına ekerler
açarlar kollarını dost selamına
pay ederler umutlarını
mahpushane voltalarına
’onlar ki’
bakılmadık hiç bir ard bırakmazlar
savururlar ağıtlarını
keskin bir kılıca yürekleri ile dokunur gibi
konarlar yavrularının tabutlarına çiçek çiçek
söylenmemiş bir türküde
buzullarda çıplak ayak yürürler
kanatarak yer kabuğunun magmasını
’onlar ki’
adları yoktur
hiçbir isyana nefer vermeden ölmezler
gagalarında karanfil ağıtları
hiç bitmezler
K.Y.