1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
935
Okunma
ışığın içinde karanlık
oturuyorduk
beliren basit gölgeler
kapalılık duygusunu iyi bilen ölüler
sığmayacakları yere girmezler
ne oldu
kapı mı açıldı
hayır oraya varamadan bir ayağını kaybetti
özgürlük aşkına parmaklarını kavuştursa yeterdi
düşünsene
binlerce sene güneş
avlumuzdan eksik olmuyor
yıldız büyülü ve parlak demiştin
sonra düştü mü
uzatma ayaklarının altında bir mavi varmış gibi
karanlığın içinde yaşayan her şey biraz korkar
ağaçlar kıpırdamıyordu
yapraklar sa azıcık
fakat beni geren
şarabıma aşk zehri katan kadın
biliyormuşçasına benden kaçarken
lanet olsun
yine mi o gölgeler
bize yalanlar söylediler
şu duvarın ötesinde başka bir duvar
bir birine bakar
kendi karışıklığı için inşa edilmiş bir odacık
içine arzular sığsa iyi
daha fazlası
çok kayboluş rahat ve huzur
bütün günahlarını temize çeken
o koca boşluk
orada öylesine daralıyordu ki
dudaklarımızı birleştirip
ciğerlerimizi soluduk
sancılı şehvet cennetinde.
5.0
100% (8)