3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
859
Okunma
DENİZCİ FENERİNİN HİKAYESİNDE
Gözlerini yumdu sırtını dayadığı taştan örülü duvara
kayaların oyuklarından süzülen ayın ışığında
bekle beni döneceğim diyen kaptanı göz kırpan fenerin ışıklarında
uyuyakaldı verilmiş sözün rahatlatıcı kutsallığında
anılarımız yaşlanmayacak
tuzlu gözyaşlarımız denizin suyuyla ayni nasılsa
bak yoksun şimdi yanımda
ama korkmuyorum mutluluğun yanı başımda
çökmüş bir kilisenin eski tünel yollarında
ismimizi kazıdım az önce bulurlar belki diye duvarlara
sayıklıyorum şimdi derin bir uykunun yorgun ortasında
sivri dişli köpekleri salmışlar üzerimize kaçıyoruz ha bire
bir uçurumun dibinde kısıldık attık kendimizi açık denizlere
gücüm yetmiyor sanki ağırlığım çekiliyor derinlere
şu denizleri seviyordun ya diyenler alay ediyorlar geride
kötü bir düş çekiyor şimdi su yutan nefesimde
ellerin yetişiyor tam kaybettim dediğimde
kıyılarda bağ kütükleri
bağırıyor bana çabuk tutun diye
DENİZCİ FENERİ
GÖZ KIRPARKEN DUVARDA
BİR RÜYA YORGUN ÜRKÜTÜCÜ
BEKLE BENİ
DİYEN ZAMANDA
ELİSEVETA