0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1138
Okunma
Bir şehzade oluyorum en sığ mekteplerde
Bir beni soyutlarla taşladılar mektepte
Soyut, soyuttu işte her soyut kediler gibi
Lakin medresenin soyut kedileri sana göre bana göre diye ikiledi
İkiye böldüler beni,
Dilim dilim kan kıyamet oldum her odada
Sonra toplumumuzu sürükledik var olmamış bir keder
Keder mavinin soyutuydu gözlerimde
Bana kalırsa güzel sevgilim, sen çok soyut bir hazinesin
Haysiyetsiz kedilere göre rasyonel
Kuşlara göre öznel!
Öyle ya,
Seninle iki üç dakika bakışabilmek,
Ne rasyonel bir eylem
Bu durumda kuşlar ve ben, birer yalancıyız en pembemsi düşlerde
Düşler de yok aslında, yok
Çünkü düşler kalakalmaktı bir at üstünde
Atlar da pek bir rasyonel, güzel sevgilim
Gözleri varmış atların gözlükleri de
Sen çerçevesi kış dolu,
Yanakları minder kadın
Şaşırıyorum bilirsin bir hırkanın Amerikan buzdolaplarına asılması gibi
Pek de doğru bir eylem değil
Ahlakın en meşru Karaköy’lerinde
Karaköy kimsesiz ve Galata’sız
Beni bağlıyorlar her gün Üsküdar’dan Sirkeci’ye
Biliyorlar İstanbul benim yeryüzündeki tek kentim, tek sığınağım
Eziyorlar beni bıçaklıyorlar bir at gibi
Atlar gözlüklü görmez mütemadiyen geceleri
Geceler çok soyut, güzel sevgilim
Sanki bir kitabı okumuş gibiyim oysa kitap yoktu, yok
Yeryüzünden de özür dilerim ağaçlar için
Biliyorum aslında ağaçlar teknolojik birkaç alet olsaydı giderdi her yere peşi sıra soyut kedilerle
Sırıksıklam olası kedilerle
Ben hayret eden bir hayrat olarak kaldım Fatih’te
Gözlerimden iki damla çay akıyor
Lakin sadece iki damla
Çünkü ikinin hatrı pek bir büyüktür tüm dört tarafı sen olan adalarda
Eski çağdan bu yana hatta dinazorlar ve anka kuşları da dahil
Ki o zamanın kedileri birer küçük boynuzsuz dinazorlar
Oysa her dinazorun boynuzu yoktur ruhları kapalı mağaralarda
Seni yazıyorum ben mağaralara seni çiziyorum en kadim yarınlara
Gözlerim kapalı!
Ben bir derebeyiyim tüm Floransa’da
Medici’lerden bu yana tüm gözlüklü atlarımla hüküm sürüyorum
Sen güzel sevgilim,
Bil istiyorum ellerin kedimsidir, yanakların kuşumsu
Bana bir damla daha sen bırak benim iki damlam var çünkü çay olarak
Bir kere daha damlayamazsam ağlarım damlasız kurumuş tüm hayratlarda
Beni akıtın Doğu Avrupa’dan
Geldim buralara kim olduğumu bilmeden
Eski çağdan kalma bir mağara adamıyım benim gözleri ve elleri bağlı dinazorlarım var
Ve tabiki de Unicorn’larım
Onlar siyah beyaz ve sen kadar mavi
Soğuktur parmakların üşürsün Doğu Avrupa’nın en vahşi yerlerinde
Öyleyse sarıl bana, sarılmak sana hep bedava tüm meydanlarda
Sarılalım sevgilim tüm gözlüklü atlar hatırına…