1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
967
Okunma
denize bakıyordum
geçmişime ve dağılan derinime
rüzgarın burnunda eski bir hicran
martılar ve
dur bilmeyen maviliklerin kuduran nabzı
öylesine ürkekti ki fenerler
masal kılıklı dağların alnına çöken
çocuk ağıtlarnı duymuyorlar bile
hayali okunmuş mutluluk zerafetimiz
sendelemeden genişliyordu zamanın ağzında
ama
gerçekler bize döndü ve hiç durulmadık
ışıklar kesintiye uğradığında avazı kısılıyordu bulutların
geçmemize izin vermediler
lakin bize her yer aşk
ve sıkışırsak biraz daha
yine yağmur yağacak
olsun
öylede olsa tam zamanında geldin
tutun ve tekrar ısınsın ellerimiz
siz şarkılar okurken boşluğun elemine
hatırladınız mı
ulaşıyordu söyledikleriniz kalbime
hiç sarılmadınız bana
ya da bakışlarınızın şaşkınlığında hangi havaya bürünsem
hafifleyecek bir beden bulamıyordum size
bir de kanatları ıslanan kuşlar geçiyordu
biraz üşüdüğümüzde
çağır boşluğun çalgıcılarını hadi
boşalan kadehime eskimiş şarkılarını bir daha söylesinler
ve bilsinler
hayal meyhanesinde
karışarak nefesine seni beklediğimi.
5.0
100% (6)