0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
821
Okunma
kızılı soyunan gül dikenlerinin bildiği
ve sana söyliyemediğim
içimi gezen
serin yalnızlıklarımı anlatmak istedim size
kapıma yanaştığınızda
ve yüz yüze konuşurken havadan sudan
gözlerinin yangınına kapılmış bir hancıydım sadece
tasdik eden başımdan başka
bir de anlayan dudaklarım olurdu söylediklerini
bir bilsen ne çok
ne çok susardım seni
sonra kucak dolusu ayrılıklar
senin için sıradan bir kopuş ken bu
benim içimi ısıran bir tufan kaplardı ardını
bulut mu desem yüzünün aydınlığı mı
küskün öpüşürdüm içimin kadınıyla
bir de böyle yağmurun soğuk teni
sarılmak isterken bedenimize
cesur çocukların takındığı hovardalıkla
ve kutsanmış iki ağız gibi kalsak bir birimize
geri çekilirdi bulutlar
henüz olmadık diye
kenar boylum
kaçak düşüm bir tanem
uzanıp şarkılar söylüyorum sen varsın diye
hiç sevinir mi insan bu kadar uydurduklarına
katlanır mı
ucu bitap bir işkenceye.
5.0
100% (10)