6
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
2399
Okunma

neredeydin şimdiye kadar hey suların geyşası....!
ıslak ve zemheri toprağa sırt üstü kapaklandığım bir vakit
mavi cennet gecede griden ton sayıklıyor gözlerimin esnekliği
ardıma rüzgar saçlarım alize rüzgarları sertliğinde
ve kollarımı açarak kocaman dünya gibi yanlara
avuçlarıma tek tek sayarak düşmesini hesaplıyorum yağmurun çocuklarını....
dudaklarımın u dönüşü sanatında çokça sana bağışladığım gülüşlerim
aklımın ekvator salıncağında havanın mucizevi boşluğuna bırakıyor aşkını
ve yağmurun çocukları tenime esaslı bir ıslaklık bırakırken
avuçlarımda okyanus serinliği taşıyor siyahlı bir alkol düşünde.....
saçlarımdan şakaklarıma süzülen bir ırmak boyunu andırıyor damlalar
ve göğsüme her düşen su perisi sana bir bir atan şekerler sıralıyor
başımı hafifçe çevirebilsem ceylanların sekmesinde/ki dereye
aklım firari bozgunlar/da hayal edeceğim seni......
ağacın kabuğunda sayıklıyorum dengesiz melodramları
ve aklıma geliyor birden aşkta acımasız yapıyor bazen insanı
o ağaç gövdelerini bıçaklayan deli gönüller acıtıyor ruhumu
korkuyorum aşktan bir an
ama anlıyorum/ki korku aslını yitirmesidir adam olanın
sonra bağışlıyorum tümseklerde açan zemheri/leri
ve sırt üstü kapaklandığım toprağı usulca anlından öpüyorum...
hoş/çakal uğruna hayallerden geçilen tohumların anası
merhaba ayakta durabilmem için yüreğime kanat takan sevgili
yüzüne düşen erguvanlar misali değil gözlerimde
gerçeğin aslında bir ruh giydirmiş tanrı sana.....
ceplerime dolu dolu sığınak/sın aşk ve umut kadar.......
5.0
100% (14)