4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
927
Okunma
darmadağınık soframa buyur ettim seni
ürkek ve tedirgindim
sen geleceği sorgulayan gözlerinle seyrettin
bir hatıranın arta kalan enkazını
oysa şaha kalkmış atların dolu dizgin gidişini
mor dumanlardan geçişini
yapraklara değişini göremedin
en narin yalnızlıkların kıyısında
pembe yeşil alevler ürperirdi
öylesine dolu
öylesine manalı çizgilerdi ki onlar
kucağında kanatlanır
tatlı bir his olurdum
geceler suskun bahçelerini hazırlar
karanlığın içinde tanış şekiller arardı aşk
celseleri sabaha kalmayan kokular
ve ışığa kavuşan ağrılar içinde
bir hayali gerçek kılan
düşebilme yeteneği düşe
cevabın bir bataklık dokusu
gittikçe kısalıyordu içe çekilen cümle
şimdi çerçeveleri kırık
bir resimde gülümsüyor
dağılan zamanların onuru
darmadağınık soframa buyur ettim seni
ürkek ve tedirgindim
sen geleceği sorgulayan gözlerinle seyrettin
bir hatıranın arta kalan enkazını.
5.0
100% (14)