selamünaleyküm Mustafa abi!
kızma hemen,
Ramazan kapıdan baktı mı selamını bile değiştirir adamın
müslümanlar için iftar vakti
müslümanlar için Tanrı’yı hatırlama vakti
çöl rengi dini duygular depreşecek
gül suyu kokuları, tane tane bir tespihin Arapça şıkırtıları
aç kalmanın
ve o büyük adımızla Ramazan çadırları kurmanın zamanı
- bak nasıl da paylaşıyor zengin bir müslüman malının yüzde bilmem kaçını…
yazık... kemiklerimize sinmiş sanki şu kahpe dünyanın
yine kahpe mülkiyet kavramı

bir tarafta kursağına çektiği perdenin ardında cennet hayali kuranlar
öte yanda Allah’ı eski bir masaldan ibaret sayanlar
nasıl desem bilemiyorum… arası yok gibi…
ve arası sonsuz bir uçurumdur durmadan açılan
dur! söyleme…
dudağının bükülmesinden anlarım ben ne düşündüğünü
“gördüğüne tapınır insanoğlu”
ve huzuru bunda bulur aslında
çünkü “Allah çok ağır bir yüktür” layıkıyla inananın omuzlarında
bir an olsun çıkmaz aklından
öyle ki geriye kalan her şey aslında küçük birer yalan

kaç zamandır zihnimi kurcalıyor
zakız çiğnemek orucu bozuyor muydu Mustafa abi?
farz-ı muhal antibiyotikli bir sakız
tamamen sağlık sorunları nedeniyle
yani durmadan çürüyen şu dişlerimize iyi gelsin diye