1
Yorum
1
Beğeni
4,5
Puan
723
Okunma
Hala güneşin batmadığı
bir akşama doğru
akıyor zaman,
saatbasaat,anba an.
Sıcak havadan bıkmış
yapraklar hafif mehin
keyfini çıkarırmış kibi
dansediyorlar kendi
ağaclarının kendi
dallarındaca.
Sokağa taraf eğilmiş
söyütlerin altından
uzanıb giden yollar
taşır sokakları omuzlarında,
cefakeş babalar kibi.
Şurda kimse ağacları
kesmiyor...
Şurda ağaclar da özgür
ucubaşlarında yellenen
rüzgarlar teki.
Ama,tekce ağaclar
ve rüzgarlar özgür,
bir de...
akmayan su sinekleri.
Geçib gidiyorum sokağı,
bensiz kalmış odamın
işıklarını yandırmak için.
Hem de üç beş varak
ağ kağıtım beni bekliyor
masamın üstünde.
Belki bir şeyler yazdım,
uyuyana kadar.
...Üç kedi yavrusu
çıkır karşıma
sokağın ortasındaca,
sefil,kimsesiz. ..atılmış.
Biri birinden güzel
üç kedi yavrusu.
Ayaklarımı imsilıyorlar,
imdad diliyorlar,sank i.
Bakıyorum,
birisi bembeyaz,
siyai hallarla süslenmiş,
o birisi altın sarı,
mavi gözlü,
digeri tıpkı kaplanlar kibi.
Ah,nasıl da bakıyorlar
masum,masum.
Vicdansızın birisi
atıb gitmiş,diyorum,
kaderin umuduna bırakmış.
Kadere ihtibar mı var
bu zamanda...
İnsanlar da böyle
atılıyorlar çocuklukdan
sokaklara.
Ölümün özgülüyünü
kazanıyorlar,
yaşamın özgürlüyünü
kaybetmişler.
...Şu kedi yavruları
başkendde gördüyüm
sokak çocuklarına
nasıl da benziyorlarmış,
Allahım.
O zaman da
içimde acımıştım...
Bu gece de uyumak
yok bana,
üç kedi yavrusu yüzünden.
Böyle sokaklar varken
geceler uyumak yok...
5.0
50% (1)
4.0
50% (1)