2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1186
Okunma
ÇANAKKALE MAHŞERİ- MEHMED NİYAZİ-
HERKES OKUMALI OKUNASI BU KİTABI....
18...
Tabya kenarındaki toprakta ölüm fışkırıyordu
Ölüm kokulu koca gülleler son nefesini verirken derinden
Önce göğü sonra gri bulutu delen mermiler
İnce kaburgalı Mehmetçiğin göğsünde gül kesiliyordu
Şehadet şerbeti bir kızıl dolarken bir çanakta
Kaleler yırtılıyordu boğazdaki gemilerden
Yutkunmak zor işti savaşanlar bilirdi
Bir tayın bir kıl çorap bir de paslı tüfek şahit
Ay her zamanki suskunluğunda kendince mahsum
Sallanırken gök top seslerinden
Toprak evlatlarını kucaklıyordu
Yar için sinede mendiller
Oğul için yazılan mektuplar,
Elli yedi satır elli yedi kere sallanıyordu...
Galiçya, Gelibolu en çok da Seddülbahir ufka kan katıyordu
İki yüz elli üç bin, yüz can bulacakken bir yüzyılda
ruhları imandan terli ,mermiye koşuyorlardı
su katmak için kahverengiye
ay yıldızla bir olup tevhidi getirdiler dillerinde
iki rekat namaz binlerce mermi
köpüklü bir deniz çalkalandı Çanakkale’de
kolu kopan Hasan çökerken sipere
meydan boş mu kalacak sanki imanı yırtık gömlekli süvariye
sür kağnını "Elif Çanakkale’ye"
karnında anadolu göğsünde ana sütü toprak gibi....
ki dilimiz varmaz Ey ezineli
Mardinli, Diyarbakırlı ya da Yozgatlı
Ya da memleketini bilmediğim isimsiz şehit
Şimdi varıp gelsem kabrinize affeder misiniz
Ki sizi bu kadar az anmak utançken yüreğime
Varıp gelsem öpsem o pak ayaklarınızdan
Ya da o göğe siper gibi duran mezarının kaparan toprağından
Ölüme gittiğiniz gibi sever misiniz şimdiki bizi....
5.0
100% (5)