4
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2022
Okunma

Ölümün rengi he siyahtır ömrün her vaktinde.. Zaman geçtikçe özlem daha da büyüyor sevdiğimiz insanların ardından geriye bir tek anılar ve isimleri kalıyor..
sewa tariyê de mı to kerda vindi
ez nıka se bıkeri kami ra perskeri
to zaf kuta mı vir nêzon se bıkeri
astarê sodır ra ez to perskeri
direga zerê mı
sêmuga çeverê mı
çıla zerê çe mı
çıla zerê çe mı
Karanlık gecede seni kaybettim.
Şimdi ne yapayım kimden sorayım.
Çok düştün aklıma bilmem ne yapayım
Seher yıldızına seni sorayım.
Yüreğimin direği..
Kapımın eşiği..
Evimin ışığı..
gizli bir coğrafyanın örtüsüydü bakışların
nemli gözlerine sinmiş
hayatın zulüm kokan yaşanmışlıkları
her adımda ezip geçtiğin lanet kader
sürmüştü içine zehirli kanı
daha kaç nefeste karardı ciğerlerin
umutsuzluk dumanında
giderken ellerini uzatmadan ecele
vedası eksik kaldı sisli bakışlarının
boğulmuşken kimsesizliğin deryasın da
hıçkırık düşer bundan böyle
her kelime arasına
şimdi;
örtüp kokuşmuş acıların üstünü
bilindik korkular gömülsün toprağa ki
dökülmesin olur olmaz vakitlerde
göz çukurumdan yaşlar
ruhu saran özlemin tarifi yokken
avucundan kayan ellerin
çığlığı ile irkilir ten
zaman kendini aşınca başlıyormuş özlem
ben hiç bir zaman boyun eğmedim
hasreti boynumda taşırken
kırık gülüşlerime sarıldım
titrerken üşüyen yanım
kim bilir her dert
her gönülde ne derin
ölümün adı saplanmışken boğazıma
toprağa verirken ömrümün baba kokusunu
suskun hıçkırıklar da çoğalıyorum
s.ç
5.0
100% (11)