Bağlanma dedim ona
Bağlılıklar, bağlananı değil, bağlayanı alıştırır
Saksıdaki menekşe, beni bağlarsa sularım dedim
Suya muhtaç olan odur, sulamazsam solar dedim
Bağlanma bana!
Bahara özenmiş bir kış
güneşi
doğar
Ankara’da
Bulduğun ilk simitçiden, bol susamlı bir simit seçerken bulursun kendini
Yanına da peynir, zeytin,
yanıma koşarsın Her şeyin tamamken, ince belli çay bardağın gibi eksik bırakır seni aksi uyanışım
Yazların kursağında kalır -dedim ona
Alışma bana!
Bakarsın, izmarite değip yanan son duman gibi, en tatlı yerindesin
uykunun
Bem
beyaz bir kısrak olmuş umut, almış seni sırtına,
Yelesinden tutmuş rüzgar, çektiğim nefese sürüklüyor seni
Bense bir astım krizinde aldığım nefesi verememiş, rahat bir soluklanamamışım oysa
Dışarıda kalırsın -dedim ona
Kapımı çalma!
Yanağını okşamak istediğimde, yanağını çeviren
çocuklar gibi
Tanımazsın beni, şekerli vaatlerimi gizlice kuma gömmelisin
Halbuki hava soğuk, göz
bebeklerim kundaklandıkça üşümekte
Sarılmak isterse gamzelerim boynuna, -dur, senin de ellerin soğuk
Dokunma bana!
Babasına
hasret büyümüş kadife dudaklı bir çingene kızı gibi
Büyümeden yaşlanırken eğlenceli şarkılar söyleyip, soyunmadan uyuyamadım,
Ayağımda salladığım
çocukların her birine
babamın adını verdim
Kimleri büyüttüm ben, seninle oynayamam -dedim ona
Beni çağırma!
Durgun su birikintisine sopayla adını yazmaya uğraşırken
Bulanık renkli balıklar öldürmekle suçlandı bir çocuk:
Cezası müebbeten yanlış hayal kurmamak, -adını o gün unuttu çocuk
Unut beni!
-demiştim ona
Oysa,
Çoktan,
Yağmurlarım vahalarında serap olmaya alışmış,
Ben ona bağlandıkça, o bana muhtaç olmuştu
Gün doğmadan en sıcak simidi kapıma bırakmıştı her gün
Zeytin çekirdeklerini bahçeye gömmüş,
Peynirini kedilere bağışlamıştı.
Dahası, kediler peynire alışmıştı
Muhtaçtı herkes birbirine
Bağlanma -demiştim ona
Kurduğu yanlış hayaller
Bağlanmıştı boynuna.
İşte bu gün,
Adını unuttu çocuk.
Babamın adını verdim ona.