1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1690
Okunma

Gökkuşağını çözdü dilin,
Bu yağmurda bıraktın beni.
Sana bir bahar akşamı öldüğümü anlattığımda
Küçücüktü göz bebeklerin, büyüdü yalan.
Ben sanki bir masal kuşu, kanatlarım tensiz
Ve bulutlardan tuttuğum dilek, toz olup uçtu
Bir tek an inansaydın, yıldızlar kaymayacaktı.
Neden anlattın öykümü
Gamsız rüyalara?
Bir bahar akşamı, dikenli bir nergis
Güzelliğine batacaktı gölün, kanacaktı bakan.
Kanayacaktı usulca yaram, kirpiklerimde yeşil bir huzur
Öylece ölecektim, en sevdiğim tenhamda
Uyuduğumu sanacak, dokunmayacaktı rüzgar.
Sonunu beğenmediğin masallara
İnanmaktan vazgeçmeseydin.
Sana ölümün düğümden, ölümün dünümden
Daha parlak bir rengi olduğunu anlattığımda
Dilinin ucu, yavan bir gerçeğe dönüyordu.
Bir tek an bıraksaydın, yaşamak gibi bir şey
Tatlı bir nihayetin kucağında uyanacaktı.
Ben küçükken,
Kurtlu elmaları çöpe atardım.
Öyle kurtar istedim beni, kurtlandım.
Sense kurtlara, onları atmayacağımı neden anlattın?
Zifiri ayazında bir şehrin,
Geleceğini düşünmekle geçiyor ömür
Bahar akşamlarının ılık boşvermişliğinin.
Ne sen gelecektin, ne baharda şefkatli bir ölüm.
Yarın denen kuyruklu zulmü, hatrına çekiyordum madem,
Neden bu yağmurda bıraktın beni?
Masalların yalan olduğunu bilir çocuklar
Yine de karanlıkta uyumaya korkarlar.
Biliyorsun, nasıl olursa olsun yaşamaktansa
Baba ocağına gitmek gibidir ölmek
Yine de soluğunu tutmaya korkuyorsun.
Bıraksaydın beni, çoktan varmıştım baba ocağına
Ve mutluydu hikayenin sonunda, kurtlu elma da, kurtlar da.
5.0
100% (3)